Yeni yıl ihracatçıya 2 kötü haber ile başladı
Geçen yılı, en önemli ihracat pazarımız olan Birleşik Krallık (BK) ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yaparak kapattık. 16 milyar USD ticaret hacmimiz ve yaklaşık 11 milyar USD ihracatımız olan BK ile tercihli ticaret yapmak gerçekten önemliydi. Böylece, 2020 yılı ihracatçı açısından olumlu bir gelişmeyle sona erdi. Aslında 2020 yılına ilişkin dış ticaret rakamlarına baktığımızda pandemi koşullarına rağmen ihracat açısından fena bir yıl geçirmediğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. Geçen yılki ihracat rakamı yaklaşık 169,5 milyar USD olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre %4 oranında bir azalış olsa da ihracat pazarlarımızdaki %10’a yakın daralma dikkate alındığında önemli bir azalış olmadığı anlaşılıyor. İhracatçı açısından 2020 yılının pandemiden kaynaklı tüm olumsuzluklara rağmen olumlu kapattığımızı görüyoruz.
Ancak yeni yıla iki önemli ihracat pazarımızda bize yönelik korumacılık yani ithalat vergileri haberleri ile endişeli bir şekilde başladık.
ABD Dijital Hizmetler Vergisi nedeni ile gümrük vergisi planlıyor
7 Aralık 2019 tarihinde yeni bir vergi türü olan “Dijital Hizmetler Vergisi (DHV)” uygulamaya girdi. Bu verginin temel mantığı, dijital hizmet sağlayıcıları tarafından sunulan her türlü reklam hizmetleri, sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda satışı, bu ortamda sunulan servisler üzerinden kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması hizmetlerinden elde edilen hasılat üzerinden tahsil ediliyor. Vergi oranı bu tahsilat üzerinden %7,5 olarak hesaplanıyor.
Yeni verginin getirilmiş ve bu verginin bir hizmet üzerinden alınacak olmasının konu ile ne alakası var diye aklınızdan geçiriyor olabilirsiniz. Bu noktada bu verginin muhataplarına bakmamız gerekiyor. Çünkü, bu vergiden ağırlıklı olarak Google, Facebook, Apple ve Amazon gibi bazı Amerikalı teknoloji firmaları etkileniyor. Bunun üzerine ABD, bizim de arasında bulunduğumuz Avusturya, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği, Hindistan, Endonezya, İtalya, İspanya ve İngiltere gibi bazı ülkelere soruşturma başlatmıştı. Bu soruşturma 6 Ocak tarihinde sonuçlandı ve uygulamaya başladığımız bu dijital hizmet vergisinin ABD’nin 1974 Ticaret Yasasının 301’inci bölümü uyarınca, ABD ticaretine aşırı veya ayrımcı bir yük getirdiği sonucuna ulaşıldığı ifade edildi.
Bunun üzerine ABD tarafından bizim tahsil edeceğimiz DHV tutarına tekabül edecek kadar ihracat ürünlerimize bir ek ithalat vergisi tatbik edilmesi bekleniyor. Şu aşamada hangi ürün gruplarına tatbik edileceği bilinmiyor ama yakından bu gelişmeleri takip edeceğiz. Ancak aynı konuda Fransa’ya yönelik süreç tamamlandı ve bazı Fransa menşeli (şarap, kozmetik ürünler gibi) ürünlere %25 ek gümrük vergisi tatbik edilmeye başlandı.
AB çelik ürünlerimize yönelik geçici anti-damping vergisi kararı aldı
Diğer bir gelişmeyi de Avrupa Birliği (AB) nezdinde yaşıyoruz. AB, sıcak haddelenmiş demir, alaşımlı ve alaşımsız çelik ürünlerinin ithalatına 6 Ocak 2021 itibarıyla geçici anti-damping vergisi uygulanmasına karar verdi. Uzun süredir AB pazarında bu ürünlere bir kota uygulaması ile karşı karşıyaydık. Ülkemize verilen kota miktarının aşılması durumunda %25 ek gümrük vergisi tatbik ediliyordu. Bu kota uygulamasına paralel Eurofer tarafından yapılan şikâyet üzerine bir damping soruşturması yürütülüyordu. Buna yönelik soruşturma tamamlandı ve bu ürünleri üreten şirketlerimize yönelik anti-damping vergisi geçici olarak 6 Ocak itibarıyla uygulamaya başlandı.
Bu soruşturmalar şirket bazlı yapıldığı için vergi oranları da şirketlere göre belirleniyor. Özellikle soruşturma sürecindeki bilgi paylaşımı ve yapılan iş birlikler bu oranların belirlenmesinde etkili oluyor. Buna göre; Habaş için %4,8, Erdemir için %5,4, Çolakoğlu Metalurji için %7,6, Ağir Haddecilik ve Borçelik için %5,9 olarak tatbik ediliyor.
Ne yapmalı?
Pandemi süreci ihracatımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bize gösteriyor. Ekonomik daralmaların küresel boyutta yaşandığı dönemlerde ekonomik olarak istikrar ve sürdürebilirliğin sağlanmasında en önemli araç ihracat oluyor. Bu nedenle, bu dönemde yaşanan ilave olumsuzluklar daha da önemli hale geliyor. Süreçlerin olumsuz sonuçlanmaması için diplomasinin devam etmesi gerekiyor. Aynı zamanda süreçlerin uluslararası hukuktan gelen itiraz haklarında yapılması ve takip edilmesi oldukça hayati önem taşıyor.
ABD ile yaşanan süreç bizle birlikte birçok ülkeyi yakından ilgilendiriyor ve dünyada vergileme tekniği bu yönde gelişiyor. ABD’deki yeni seçim ile bu konunun nasıl bir yön alacağını beklemek ve izlemek gerekiyor.
Ancak asıl AB ile aramızda bir gümrük birliği olmasına rağmen bu yönde gelişmelerin olması endişe verici duruyor. Yaklaşık 25 yıla yakın bir ekonomik iş birliği ister istemez dış ticareti de ciddi anlamda birbirine bağlı hale getiriyor. Nitekim dış ticaretimizin yarısı AB ülkelere ile yapılıyor. Daha önemlisi mütekabiliyet nedeni ile aynı ürünlere bir ek vergi getirilmesi durumu mevcut. Bununla ilgili olarak bir soruşturma da başlattık ve işin doğası gereği bu yönde de bir vergi de getirilebilir. Burada da dikkat etmemiz gereken konu, otomotiv ve beyaz eşya gibi önemli ihracat ürünlerimiz AB çelik ürünleri girdisi içeriyor olması. Planlanan ve olması beklenen vergi yürürlüğe konulurken ihracat ürünlerimizin olumsuz etkilenmemesi için gözden geçirilmesi gerekiyor.
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.