Menşe belgesi aramak için makul şüphe gerekiyor

Sercan Bahadır | 18/12/2020 | (Tüm Yazılar)

Yılı tamamladığımız şu günlerde gümrükte gündemi, yeni yılda uygulamaya geçecek olan yeni düzenlemeler işgal etmeye devam ediyor. İlk olarak Brexit ve Avrupa Birliği (AB) ile İngiltere Krallığı (UK) arasında bir anlaşma olma ihtimali maalesef azalmış durumda. Bu şekilde sonuçlanırsa 1 Ocak itibarıyla UK bizim için biz de onlar için 3’üncü ülke olarak ticaret yapmaya başlayacağız. Dolaşım esaslı ayrıcalıklı ticaret yerini menşei esaslı normal ticaret olarak alacak. Daha önce gündemde olmayan gümrük vergileri, ilave gümrük vergileri, menşe belgeleri, gümrükleme süreçlerinde yaşanan maliyetler gibi konular bundan böyle gündemimizde olacak. Bu noktada gümrükleme süreçleri için kazanımlar oldukça önemli hale gelecek. Önümüzdeki günlerde uygulamaya yönelik konuları konuşacağız.

Ticaret savaşları ve korumacılık konularının ayrılmaz parçası menşe belgeleri oluyor. Resmi anlamda ticari bir çatışma yaşanırken bir yandan bunun uygulamadaki yansıması belge savaşı oluyor. Menşe belgesinin şekil ve içerik bilgileri daha da önemli hale geliyor. Bu nedenle günümüzde en çok menşe belgeleri üzerinde sorunlar oluyor veya düzenlemeler yapılıyor. Nitekim geçen hafta yine AB ile aramızdaki ticarette en çok tartışma konusu olan ve AB tarafından her zaman eleştiri yapılan ATR dolaşım belgesiyle gelen ürünlere yönelik menşe belgesi aranması hususunda yeni bir düzenleme yapıldı.

Yeni getirilen düzenleme

Menşe ispat belgesi aranıp aranmayacağı konusu uzun süredir AB ile aramızdaki ticarette bir tartışma konusu oluyor. Yapılan son düzenlemenin işte tamda bu tartışma konusuna yönelik yapıldığı görülüyor. Buna göre, “Türkiye ile AB arasında gümrük birliği tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının ticaret politikası önlemlerine ilişkin 47’nci maddesi hükümleri saklı kalmak üzere, AB’ye üye ülkelerden A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde gelen eşyanın serbest dolaşıma girişinde” menşe şahadetnamesinin ibrazı aranmayacağına işaret ediyor. Burada menşe ispat belgesi arama durumlarında ise AB ile imza altına alınan Ortaklık Konseyine atıf yapılıyor. Değişiklik aslında AB ile aramızdaki bu kapsamdaki tartışmanın da önüne geçiyor.

Yapılan değişiklik öncesi ilgili bentte “Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği çerçevesinde eşyanın serbest dolaşım statüsünü tevsiken A.TR Dolaşım Belgesi ibraz edilmesi halinde, ithalata konu eşyanın menşeini belirleme konusunda Bakanlıkça belirlenen risk kriterleri uyarınca saptanan durumlar saklı kalmak kaydıyla” menşe şahadetnamesinin aranmayacağı belirtilmekteydi. Yapılan düzenlemeyle risk kriteri esaslı menşe ispat belgesi arama uygulamasına son veriliyor. Yerel olarak geliştirdiğimiz AB ile yapılan ticarette menşe ispat belgesi arama kriteri yerini ortaklık konseyi kapsamında belirlenen kritere göre belirleneceği ifade ediliyor.

Ortaklık Konseyi kararına göre makul şüphe esas

Son dönemde ithalat operasyonları açısından en çok zorlayan konu menşe ispat belgesi temin etme konusu dersek yanlış olmaz. Özellikle de dış ticaretimizin yarısının AB ülkeleriyle olduğu dikkate alındığında burada yapılan ticarette en çok öne çıkan belge de maalesef menşe belgeleri oluyor. Bir birlik içinde daha hızlı ve kolay ticarete odaklanırken bir anda başka bir ülke için getirilen menşe esaslı bir ticaret politikasından kaçınmak için menşe belgesi temin etmek zorunda olunuyor. Bu da ister istemez ithalat operasyonunda bazı sıkıntıları beraberinde getiriyor. AB tarafı da bir şüphe yokken her işlemde neden bu belgeyi hazırladıklarını sorguluyor. Önceden bu eleştirinin önüne geçmek için BİLGE sistemi üzerinden bir risk kriteri geliştirilerek ithalat öncesi belge aranıp aranmayacağı bilgisi ithalatçıya bildiriliyordu. Ağırlıklı olarak da güvenilir olarak sistemde tanımlanmış şirketlerden, ki bu şirketler YYS ve OKSB sahibi oluyor, menşe ispat belgesi aranmadan işlemler yerine getiriliyordu.

Yeni düzenlemede esas olan AB ile yapılan ticarette menşe ispat belgesi istenmiyor. Ancak ticaret politikası önlemlerine tabi tutulan ürünlerin ithaliyle ilgili işlemlerin tamamlanması sırasında ithalatçı devletlerin mercileri ithalatçıdan gümrük beyannamesinde söz konusu ürünlerin menşeini göstermesini isteyebileceğine yer veriliyor. Burada beyanın talep edileceği ve ithalat beyannamesinde beyanın yapılmasını yeterli görüyor. Ancak bu beyanın ispat edilmesi için ek kanıt istenmesi için, ciddi ve sağlam gerekçelere dayanan kuşkular nedeniyle ve kesinlikle gerekli görülmesi halinde talep edileceği belirtiliyor.

Ne yapılmalı?

Yapılan düzenleme 01.01.2021 tarihinde yürürlüğe giriyor. Burada en önemli konu; AB’ye üye ülkelerden A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde gelen eşyanın serbest dolaşıma girişinde, kural olarak ciddi ve sağlam gerekçelere dayanan kuşkular nedeniyle kesinlikle gerekli görülmesi halinde menşe ispat belgesi aranacağı anlaşılıyor. Bu nedenle bu düzenlemeyi olumlu yorumlamak gerekiyor. Ancak bu anlayışın kabul görebilmesi ve uygulamada birliğin sağlanması için ciddi ve sağlam şüphe konularında örnek olaylar şeklinde olsa bile alt bir düzenleme yapılmasında yarar görüyoruz.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.