Dijital vergi karmaşası

Abdulkadir Kahraman | 19/02/2020 | (Tüm Yazılar)

Tüm dünyada dijital hizmetler çeşitlenip hacmi büyürken, dijital şirketlerin vergilemesine ilişkin uluslararası düzeyde çözümü beklemeden birçok ülke tek taraflı vergi düzenlemeleri yapıyor. OECD 2020 yılı sonuna kadar uzlaşı ve işbirliğiyle bir çözüm üretmeyi hedefliyor. Ülkemiz ise 7194 sayılı Kanun ile tek taraflı vergi uygulayan ülke kervanına katıldı.

Kanun ve taslak tebliğ

1 Mart 2020’de uygulanacak “dijital hizmet vergisi” ile ilgili Gelir İdaresi Başkanlığı Taslak Tebliğ hazırlayarak; uygulama hakkında açıklamalar ve örneklerle sunarak kamuoyu görüş ve önerilerini topluyor. Taslaktaki açıklamalara bakıldığında bazı hizmetler kapsam dışı kalırken bazıları kapsama alınıyor.

Taslakta Kanunun 1/1(b) bendine ilişkin örnekte “bilgisayar, tablet, cep telefonu, akıllı bileklik gibi elektronik cihazlarda kullanılan program, yazılım ve uygulamaların içeriklerin yalnızca CD, DVD, harici bellek gibi elektronik kayıt araçları vasıtasıyla ve fiziki teslim suretiyle dijital ortamda satışından elde edilen hasılat” kapsam dışı kalıyor.

Aynı bent açıklamasında “Türkiye’deki yetki sahibi kurum ve kuruluşlarca düzenlenen şans oyunları ile müşterek bahse ilişkin dijital ortamda satılan ve çekiliş veya bahse katılma hakkı veren bilet veya kuponlar dijital içerik sayılmayıp” verginin konusundan çıkarılıyor.

Taslakta Kanunun 1/1(c) bendine ilişkin örnekte “bir işletmenin ürettiği tekstil mallarının veya bir işletmenin satın aldığı telefon aksesuarlarını kendi internet sitesi aracılığıyla satışından elde edilen hasılat vergi konusu” dışına çıkarılıyor.

Benzer şekilde Kanunun 1/1(b) bendi “yetkilendirilmiş kurumlarca düzenlenen şans oyunları ile müşterek bahse katılma hakkı veren bilet veya kuponların sanal bayiden satışı dijital ortamda satışı mal veya hizmet alım satımına aracılık” sayılmıyor.

Kapsam alınan ödemeler

Taslaktaki açıklamalara bakıldığında bunların sebebi dijital ortam veya içerik olmamasına dayanıyor. Bu belirlemeyi yapma yetkisinin Kanun İdareye veriyor mu? Kanunun 6’ncı maddesinin 8’inci fıkrasında Hazine ve Maliye Bakanlığı’na DHV beyanname şekil ve içeriğini, yetkili vergi dairesinin atanması, verginin beyanı ve ödeme zamanı ile tahsilini belirlemeyi, bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirme ile buna ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmiş.

Bu yetkiye dayanarak “bilgisayar programlarının yalnızca CD, DVD, harici bellek gibi elektronik kayıt araçları ve fiziki teslim suretiyle dijital ortamda satışı” ile “yetkili kurumların düzenlediği şans oyunları ile müşterek bahis bilet veya kuponların sanal bayilerce dijital ortamda satışı” kapsamdan çıkarılıyor. Ancak artık dijitalleşen ekonomide “CD, DVD ve harici bellekle ve fiziki teslim” ile dijital ortamda satış günümüzde ne kadar? Bilgisayar program satışları artık bulut (cloud) ve benzeri araçlar vasıtası ile alıcı tarafından indirilerek ediniliyor. Çünkü iş modelleri artık internete taşındı ve şirketler ürünlerini doğrudan satıyor.

Ancak sanal pazaryerlerinde bilgisayar program satışlarına aracılıktan doğan hasılatın DHV kapsamında olması gerekiyor.

Şimdi, şans oyunları ile müşterek bahse katılma hakkını sağlayan bilet veya kuponların sanal bayilerin işlemlerinde olduğu gibi “bilgisayar programlarının üreticilerince satışı” (CD, DVD, harici belleğe kayıt ve fiziki teslim şartı aranmaksızın) “dijital ortamda satış” kapsamından çıkarılmalı. En başta bu reel sektör için yapılmalıdır. Aksi takdirde “reel sektörün” satın aldığı raporlama, stok takibi (ERP) ve benzeri programlar için ödenecek DHV, reel sektörün rekabet gücünü ve karlılığını baltalayacak. DHV’nin hedefi bu şirketleri vergilemek değil.

Fransa ve Türkiye DHV benzer mi?

Benzer ama çok farklı. Türk DHV’si ile Fransız DHV’si karşılaştırıldığında, Fransız DHV’sinin “dijital arayüz” ve “hedefli reklamcılık” ile sınırlı. Türkiye DHV kapsamıysa oldukça geniş.

ABD’nin Fransa DHV’si için hazırladığı Raporda (Section 301 Investigation Report on France’s DST Report) verginin kapsamı şu şekildedir:

Kapsam

Kapsamdışı

Küçük ölçekli işletmenin sanal pazarda kullanıcıya ayakkabı satışı

Sanal Pazar işletmecisinin kullanıcıya kendi stoğundan ayakkabı satışı

Bir kişinin başka bir gerçek kişiye sanal pazarda çanta satışı

Küresel bir markanın kendi web sitesi üzerinden kullanıcıya çanta satması  (kullanıcılar arası hariç)

Küçük ölçekli işletmenin sanal pazarda bir kullanıcıya CD veya DVD satışı

Taksi şoförünün yolcu ile bağlantı için çalıştığı taksi şirketi uygulamasını kullanarak yolcu taşıması

Bir araç sürücüsünün yolcu ile bağlantı kurmak için “ulaşım uygulamasını” kullanarak yolcu taşıması

Bir turistin otel odası rezervasyonu için otelin web sitesini kullanması

Bir turistin mobilyalı bir daire rezervasyonu için uygulama kullanması

Bir kişinin bir gazetedeki sınıflanmış bir reklam ilanı

Bir kişinin flört servisine ödediği abonelik ücreti

-

Reklamların satın alınması, depolanması ve yerleştirilmesi, reklam ve performans izleme ve kullanıcı veri yönetimi ve iletim hizmetleri

 


Türkiye’nin dijital vergi muamması

Türkiye’deki vergileme tam anlamıyla kaosa döndü. Neden? Çünkü Türkiye bu alanda birden fazla vergileme yapıyor. Türkiye küresel dijital şirketleri üç koldan vergileme çabasında. Bunlardan özellikle %15 stopaj uygulaması iç hukuk ve uluslararası vergileme kuralları ile çelişiyor.

Türkiye’nin uyguladığı üç farklı vergiye bakalım:

Vergi

Oran

Mükellef

Dijital hizmet vergisi

%7,5

Dijital hizmet sağlayıcısı

Katma Değer Vergisi (II veya III Nolu KDV Beyanı)

%18

II Nolu KDV için Türk vergi mükellefleri

III Nolu KDV’de yurtdışında mukim elektronik hizmet sunanlar

Internet Reklam Hizmetleri Stopajı

%15

Yurtdışında mukim internet reklam hizmeti sunanlar


Buna göre Türkiye mukimi bir kişi / mükellef dijital hizmet aldığında yapılan ödemelerden veya dar mükellef kurum hasılatından üç tür vergi ödenmesi /alınması söz konusu. Nasıl mı? Dijital hizmet sağlayıcısından “internet reklam hizmeti” alan bir tam mükellef kurum sırasıyla %7,5 dijital hizmet vergisi, %18 sorumlu sıfatı ile KDV ve %15 internet ortamında reklam stopajı ödemek zorunda. İnternet reklam hizmeti, Türkiye’nin çifte vergileme anlaşması olan bir ülke mukiminden alınıyorsa %15 stopaj vergi anlaşmasına aykırı olarak uygulanmakta.

Dolayısıyla 1.3.2020’de yürürlüğe girecek “dijital hizmet vergisi” uygulaması ile ilgili taslak tebliğ yukarıda belirtilen konulara açıklık getirmeli.

Diğer taraftan, Türkiye’de şirket veya işyeri oluşturarak kazanç elde eden ve elde ettiği kazançtan %22 vergi ödeyen şirketler ilaveten %7,5 DHV ödemek zorunda kalacak. Kar marjları düşük olan bu şirketlerin faaliyetleri sürdürülebilir olmaktan çıkabilecek ve bu şirketler kapanabilecek. Türkiye’deki girişimcilerin kurup geliştirdikten sonra yurtdışındaki şirketlerle yapabilecekleri ortaklık fırsatları ve Türkiye’ye gelme potansiyeli olan doğrudan yatırımcıların kararlarını olumsuz etkilenebilecek.

Ayrıca, safi gelirden değil hasılattan alınan bir vergi olarak tasarlanan DHV’nde “hizmetin Türkiye’de sunulması” tanımı Gelir Vergisi Kanunu’nun 6’ncı maddesindeki “kazanç ve iradın Türkiye'de elde edilmesindeki “değerlendirme” tanımdan alınması bir başka problem.

Eskinin kuralları ile yenilik yapılmaz.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.