AB’nin yeni liderinin vergi ajandası yoğun

Elif Karaca | 09/08/2019 | (Tüm Yazılar)

Avrupa Komisyonu Başkanlığı'na geçtiğimiz günlerde ilk defa bir kadın seçildi. Ursula von der Leyen, görevi Jean-Claude Juncker'den 1 Kasım'da devralacak olmasına rağmen, izleyeceği politikalara dair ipuçları vermeye başladı. Her fırsatta “adil vergilendirme”den söz eden AB’nin yeni liderinin vergi ajandası epey yoğun ve daha da önemlisi karar alma noktasında sistemsel değişiklikler planlıyor. Avrupa Parlamentosu içindeki gruplara iletilen ve basına sızan bir belgeye göre, von der Leyen bazı alanlarda oy birliği ilkesinden dönülmesi konusunda kararlı. Söz konusu belgede yer alan ifade, “Avrupa Parlamentosu’nda tam bir ortak karar mekanizmasına doğru ilerlemek, vergi politikalarında oy birliği esasından dönmek ve nitelikli çoğunluğu benimsemek zorundayız” şeklinde.

Oy birliği ilkesinden dönülebilecek mi?

Mevcut sistemde AB'de vergi yasalarının geçmesi için üye ülkeler arasında oy çokluğu yetmiyor, oy birliği gerekiyor. Kararların çoğu her üye ülkenin nüfusu oranında oy ağırlığına sahip olduğu nitelikli çoğunluk ile alınırken; vergilendirme, dışişleri ve savunma politikası gibi hassas alanlarda kararlar oy birliğiyle alınıyor. Sadece bir üye ülkenin vetosu bile, vergi konusunda ortak politika belirlenmesini gerektiren önemli alanlarda mutabakatı neredeyse imkânsız hale getiriyor ve dolayısıyla kolay kolay kapsayıcı bir değişiklik yapılamıyor.

Dijital hizmetlerin vergilendirilmesi, ortak tutum belirlenemeyen en önemli vergi sorunu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) bu soruna küresel bir çözüm bulma çabaları uzun süredir devam ederken, Avrupa Birliği (AB) içerisinde de uzlaşı arayışları sürüyor.

Fransa’yı diğer ülkeler izleyecek

AB’nin icra organı konumundaki Avrupa Komisyonu’nun dijital hizmetler vergisi getirilmesi için birkaç ay önce bulunduğu girişimlerin sonuç vermemesi üzerine üye ülkeler kendi bireysel çözümlerini yürürlüğe koymaya başladılar. Dijital platformlar aracılığıyla hizmet veren teknoloji devlerinin vergilendirilmesi yönünde ilk kararlı adım kısa süre önce Fransa’dan geldi. Fransa, parlamento onayının ardından Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un imzasıyla dijital hizmetler vergisini yasalaştıran ilk AB üyesi ülke olurken, İngiltere de benzer yapıda bir dijital vergilendirme sisteminin taslak halini ortaya koydu. İspanya, Avusturya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti de aynı doğrultuda girişimde bulunan diğer ülkeler.

AB, global bir çözüm bulunmasını beklemeyebilir

AB ülkelerinin tek tek kendi bireysel çözümlerini ortaya koymaya başlamalarından duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getiren von der Leyen, geçtiğimiz günlerde çok net bir açıklama yaptı. Dijital vergilendirmede 2020 sonu itibarıyla hala küresel bir çözüm elde edilemediği takdirde, AB’nin tek başına hareket edeceğini söyledi.

Mevcut vergilendirme sistemleri, fiziki varlığa sahip iş modellerine uygulanacak şekilde tasarlanmış durumda. Ancak son dönemde yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle birlikte dijital platformlar aracılığıyla hizmet vererek çok yüksek piyasa değerlerine ulaşan şirketler ortaya çıktı. Çok sayıda dijital işletme, herhangi bir ülkede fiziki varlığa sahip olmadan müşterilerine hizmet verip ekonomik değer yaratabiliyor. Geleneksel vergilendirme sistemleriyle çelişen bu durum ve dijital işletmelerin paralarını çoğunlukla maddi olmayan duran varlıklardan kazanıyor olmaları, yeterli düzeyde vergi tahsil edememeleri nedeniyle hükümetleri ciddi şekilde endişelendiriyor.

Hedefim: “Avrupa Birleşik Devletleri”

Amacını hem siyasi hem ekonomik bakımdan Avrupa’yı güçlendirip, birlik ruhunu yeniden canlandırmak olarak açıklayan von der Leyen, “Hedefim Avrupa Birleşik Devletleri” ifadesini kullanmaktan çekinmiyor. AB düzeyinde ortak bazı finansal kurumlar, bankacılık birliği, tüm AB’de geçerli olacak bir asgari ücretin yanı sıra çok uluslu teknoloji şirketlerine AB çapında uygulanacak bir dijital hizmetler vergisi, AB’nin yeni liderinin kapsayıcı hedeflerinden bazıları. Ancak von der Leyen sadece vergi değil, dış politika ve güvenlik ile ilgili meselelerde de ilerleme kaydedilebilmesi için oy birliği ilkesinin kaldırılmasından yana olmakla birlikte bunu gerçekleştirebilmesi epey zor görünüyor.

Siyaset uzmanlarına göre bu kısa vadede mümkün olmayabilir. Üye ülkelerin ulusal veto hakkı ve bağımsız bütçe yapabilme özgürlüklerinin sonlandırılmasının egemenlik haklarına aykırı olduğu yönünde bir bakış açısı var. Daha da önemlisi oy birliği esasından dönülmesi yönünde verilecek bir kararın da Avrupa Parlamentosu'ndan oy birliğiyle geçmesi gerektiğinden, böyle bir planın kısa vadede hayata geçmesi epey zorlu bir süreç gerektirebilir.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.