Yeniden yapılandırmalarla sağlanan istisna ve teşvikler

Abdulkadir Kahraman | 31/07/2019 | (Tüm Yazılar)

Ülkemizde finansal yeniden yapılandırmalar yaşanan ekonomik daralma veya kriz dönemlerinde gündeme geliyor. 2000’li yılların başlarında yapılan finansal yeniden yapılandırma “İstanbul Yaklaşımı” olarak tarihe geçti.

İstanbul yaklaşımı uygulamasıyla ilgili sonuç ve değerlendirmeler “İstanbul Yaklaşımı, Bir Yeniden Yapılandırma Deneyimi” adlı Rapor ile Ağustos 2005 tarihinde yayımlandı. Rapor İstanbul Yaklaşımı Uygulamasının başladığı 24.6.2002 tarihinden Nisan 2005 tarihine kadarki yaklaşık 2 yıl 9 ay boyunca elde edilen bilgileri içeriyor.

İstanbul yaklaşımı

Rapora göre 35 gruba ait 219 “büyük ölçekli şirket”, yeniden yapılandırma kapsamına alınarak yeniden yapılandırılması gereken borç tutarı 5.516 milyon dolar olarak tespit edilmiştir. Kapsamda olup yeniden yapılandırılamayacağına kanaat getirilen borç tutarı 43.3 milyon dolar olarak gerçekleşmiş, 1 grup ile ilgili iflas kararı verilmiştir. Büyük şirketlere ait gruplardan 29’una ait 217 firma ile finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi (FYYS) imzalanarak, yeniden yapılandırılan borç tutarı 5.313 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

Diğer taraftan, 101 “küçük ölçekli şirket” ile yeniden yapılandırma anlaşması imzalanarak 647,1 milyon dolarlık borç yeniden yapılandırılmıştır. Kapsama alınıp da yeniden yapılandırılamayan 13 şirket olmuş.

Üç yıl süren uygulamada bankaların 31.1.2002 tarihinden önce açılmış kredileri kapsamış, bu tarih sonrasında açılan kredilerin kapsam dışı bırakılmasının süreci olumsuz etkilediği raporda değerlendirilmiştir. Şimdi yeni yapılan benzer düzenlemeye bakalım.

2019 versiyon yeniden yapılandırma

7186 sayılı Kanun ile iki yıl süre uygulanmak üzere “finansal yeniden yapılandırma” imkânı veren bir düzenleme 19.7.2019 tarihli 1. Mükerrer Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme ile 5411 sayılı Bankacılık Kanununa eklenen Geçici Madde 32 ile 19.7.2019 tarihinden itibaren iki yıl süreyle “finansal yeniden yapılandırmalar” uygulanacak olup, Cumhurbaşkanı bu süreyi iki yıl daha uzatma konusunda yetkilendirilmiştir.

Düzenlemeyle finansal zorluk içinde olan, ancak borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla faaliyetlerinin devamı mümkün kılınarak, firmaların ticarî faaliyetlerinin genişlemesi ve katma değer yaratmaya devam etmesi suretiyle ekonomiye yeniden kazandırılmaları, kapasitelerinin kullanılması ve istihdam yaratmaları hedeflenmiştir.

Düzenleme; “bankalar, Türkiye’de kurulu 6361 sayılı Kanuna tabi finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri, borçlulara doğrudan kredi kullandırmış olan yurtdışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşları, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşlar, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aynı amaçla 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonlarının” finansal güçlük içinde bulunan borçlularla olan kredi ilişkilerini kapsamaktadır.

Her başvuru yapılandırılacak mı?

Finansal yeniden yapılandırmalar için, borçlu firmaların mali durumları ve yeniden yapılandırma sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanmalarının tespiti şart koşuldu. Söz konusu tespit “bağımsız denetim kuruluşları veya Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara” yaptırılarak, borçlu şirketin iş planlarını, bu iş planlarına bağlı nakit akımları değerlendirilerek firmaların “finansal kurumlara olan borçları” ödeme kabiliyetlerinin ortaya konulması gerekiyor.

Uzman kuruluş ne yapacak?

Borçları geri ödeme kabiliyeti kazanacağının tespiti için görevlendirilecek olan uzman kuruluş yapacağı değerlendirmede; öncelikle borçlu firmanın ödeme performansının neden düştüğü ve geleceğe yönelik iş planlarının nasıl hazırlandığı, bu durumdan çıkış için nasıl bir geri ödeme planı ile hareket edileceği, alacaklı kurumlar ve borçlu firma arasında  faaliyet için gerekli ek işletme sermayesi ihtiyacının hesaplanması, büyüme amaçlı yatırım fizibilite ve ek kredi ihtiyacı, maliyet ve gelir kontrolleri ile verimli – verimsiz alanlar ele alınmaktadır. Borçlu firmanın finansal, operasyonel ve stratejik yeniden yapılanma süreçlerinin yönetimi, yatırım ve sermaye dağıtım analizleri yapılmaktadır.

Ne tür mali teşvikler getirildi?

Finansal yeniden yapılandırma kapsamında olan “Çerçeve Anlaşmaları ve bu işlemler kapsamındaki Sözleşmelere sağlanan vergi istisna ve teşvikleri şu şekildedir:

  • Yapılacak işlemler cezaevi harcı ve Harçlar Kanunu kapsamındaki işlemler için harç istisnası,
  • Düzenlenecek kâğıtlar için (Çerçeve Anlaşmaları ve Sözleşmeler dahil) Damga Vergisi Kanunundaki damga vergisi istisnası,
  • Alacaklı finansal kuruluşların her tür tahsilatlarına uygulanmak üzere banka ve sigorta muameleleri vergisi istisnası,
  • Kullandırılan ve kullandırılacak kredilere uygulanmak üzere kaynak kullanımını destekleme fonu istisnası,
  • Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-f maddesindeki istisnanın kapsamı genişletilerek, istisna uygulaması için kanuni takibe alınma şartı aranmaksızın alacaklı finansal kuruluşlara “kapsama giren ilgili varlıklarını Çerçeve Anlaşmaları ve düzenlenen Sözleşmeler kapsamında devreden kurumlar” ile “bu suretle ilgili varlıkları devralan söz konusu alacaklı kuruluşların” bu varlıkları satışından doğan kazançlara uygulanmak üzere kurumlara vergisi istisnası,
  • Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesindeki istisnanın finansal kurumlara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) alacaklı kurumlara devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kurumlarca devir ve teslimine uygulanmak üzere KDV istisnası,
  • Çerçeve Anlaşmaları ve düzenlenen Sözleşmeler kapsamında tahsilinden vazgeçilen alacakların gider kaydedilmesine imkân verilerek, tahsilinden “vazgeçilen alacak” tutarları “alacaklı nezdinde değersiz alacak”, “borçlu nezdinde ise vazgeçilen alacak” olarak dikkate alınması.

Vergi istisna uygulaması koşulları

Vergi istisna ve teşviklerinin uygulamasında dikkat edilmesi gereken hususlar ise aşağıdaki gibi belirlenmiştir:

  • Yeniden yapılandırma kapsamına alınan bir borçlunun borçlarının Sözleşmenin imza tarihini izleyen yılın başından itibaren iki yıl içerisinde tekrar “finansal yeniden yapılandırma” kapsamına girmesi halinde sağlanan vergi istisna ve teşvikleri uygulanmayacak,
  • Yapılandırma sözleşmeleri ile uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi durumunda da uygulanan “vergi, fon ve harç istisnaların” geri alınması söz konusu olmaması,
  • İmzalanan “Çerçeve Anlaşmaları ve bu kapsamda düzenlenen Sözleşmeler” için sağlanan vergi istisna ve teşvikleri, düzenlenen sözleşmelere istinaden yapılacak işlemler “iki yıllık finansal yeniden yapılanma süresi ile sınırlı olmaksızın geçerli olması.

vazgeçilen alacakzimmet” suçu olur mu?

Finansal yeniden yapılandırmaya taraf olan bankaların “alacağının bir kısmından vazgeçerek” alacak tutarını kayıttan düşmesi (aktiften silme) ve benzeri işlemler yoluyla kredilerin yeniden yapılandırılmasının zimmet sayılma riski, söz konusu yapılandırmaların önünde bir engel oluşturmaktaydı. Bu nedenle, “finansal yeniden yapılandırma” kapsamında yapılacak “teminat azaltma, anapara ve diğer alacaklardan vazgeçilerek kayıttan düşme veya benzer işlemlerle kredilerin yeniden yapılandırılması” işlemleri Bankacılık Kanununun 160’ıncı maddesindeki “zimmet suçu” kapsamından çıkarılarak, bu kapsamdaki işlemlerin zimmet suçu olarak değerlendirilmesinin önüne geçilmiştir.

 

Vakit en çok nakdi, geciken yapılandırma kararlarında harcar.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.