AB ülkeleri motorlu taşıtlardan € 428 milyar vergi geliri elde etti
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), periyodik olarak açıkladığı otomobil satışları ve pazardaki durumu gösteren çeşitli verilerin yanı sıra belirli dönemlerde sektördeki vergilendirmeye ilişkin göstergeleri de yayınlıyor. Birliğin bu çerçevede hazırladığı Vergi Rehberi 2019 isimli rapora göre, Avrupa Birliği (AB) üyesi 15 ülkenin motorlu taşıtlardan elde ettiği vergi geliri 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 3,5’lik artışla 428 milyar euro oldu. Motorlu taşıtlardan en yüksek vergi gelirini 92 milyar euro ile Almanya elde ederken, bu ülkeyi Fransa, İtalya, İngiltere ve İspanya izliyor.
Otomotiv sektörü yeni araçların satışı üzerinden alınan KDV, ÖTV, gümrük vergisi, kullanım süresince alınan vergiler (MTV), akaryakıt ve motor yağları üzerinden alınan vergiler gibi pek çok kanaldan devletlere yüksek miktarda gelir sağlıyor. Sektörden elde edilen toplam vergi gelirine ilişkin yukarıda verdiğimiz tutarın oldukça yüksek olduğu söylenebilir. Çünkü AB’nin 28 üyesinden sadece 15’ini kapsamasına rağmen Birliğin yıllık toplam bütçesinin 2,5 katından fazlasına tekabül ediyor.
ÖTV etkisi
Türkiye’nin 2019 bütçesinde motorlu taşıtlar üzerinden alınması öngörülen ÖTV’nin, toplam ÖTV gelirleri içindeki oranının 14,65 olacağı tahmin ediliyor. Bütçede, toplam ÖTV tutarı 164 milyar TL, motorlu taşıtlardan alınacak ÖTV tutarı ise 24 milyar TL olarak yer alıyor.
Taşıt kredilerinden alınan BSMV ve KKDF, trafik sigortası ve kasko kapsamındaki BSMV, muayene ve yıllık bakım masrafı üzerinde oluşan KDV de hesaba katıldığında Türkiye’de otomotivin kamuya gelir sağlayan en önemli kaynaklardan biri olduğu söylenebilir. Ülkemizde otomotiv sanayiinin köklü ve güçlü yapısına rağmen, makroekonomik göstergelerdeki değişimler ve yüksek vergi oranları zaman zaman sektördeki büyüme üzerinde etkili olabiliyor. Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) tarafından hazırlanan bir rapora göre, ÖTV oranında %10’luk artış iç pazar büyümesini yaklaşık %6,9 baskılamaktadır.
Araç satın alırken ödenen vergilerin dışında her yıl devlete ödenen MTV bazı AB ülkelerinde (Polonya, Estonya, Slovenya, Litvanya) hiç alınmazken, KDV konusunda Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkelerin büyük bölümünde, tıpkı ülkemizde olduğu genel oranın uygulandığı görülüyor.
Türkiye’de yüzde 18 olarak uygulanan KDV oranının en yüksek olduğu ülkeler yüzde 27 ile Macaristan, yüzde 25 ile Danimarka olarak karşımıza çıkıyor. ABD’de satış vergisi olarak adlandırılan oran, federal orana eyaletlerdeki vergilerin eklenmesiyle yüzde 10’a kadar ulaşabiliyor.
Çevreci uygulamalar artıyor
Vergi politikalarının, düşük emisyonlu araçlara olan talebi şekillendiren önemli bir araç olduğunu belirten ACEA Genel Sekreteri Erik Jonnaert, elektrik motorlu araçlara sağlanan teşviklerin yeterli olmadığına dikkat çekiyor. Jonnaert’e göre, bu araçların yüksek fiyatlı oluşu pazardaki paylarının daha yüksek olması önündeki en büyük engel. CO2 emisyonunu azaltmak için kullanılan ve ilk olarak 90’lı yılların başında Kuzey Avrupa ülkelerinde uygulanmaya başlanan karbon vergileri ve emisyon seviyelerine dayalı vergilendirme sistemi, günümüzde gelişmiş ülkelerde tüketicilerin satın alma kararlarını önemli ölçüde etkileyen bir faktör.
CO2 emisyonunun azaltılmasını, Kyoto Protokolü çerçevesinde getirilen çevreci hedeflerin karşılanmasında temel bir unsur olarak kabul eden AB ülkeleri, motorlu taşıtların vergilendirilmesini de artık daha farklı ele alıyor ve CO2 salınımına bağlı olarak artan oranlı vergi sistemleri uyguluyor. Araçlar hala motor gücü, fiyat, ağırlık, silindir hacmi ya da bu faktörlerin kombinasyonuna göre vergilendirilmeye devam edilse de emisyon oranlarına ve yakıt verimliliğine dayalı uygulamaların görüldüğü ülke sayısı dünyada giderek artıyor. AB üyesi 21 ülke motorlu taşıtlarda emisyon seviyelerine dayalı vergilendirme uygularken, 28 üye ülkenin 24’ünde, ülkemizde de olduğu gibi elektrik motorlu otomobiller için teşvikler mevcut. Çoğunlukla vergi indirimi ve çeşitli muafiyetler yoluyla sağlanan elektrikli ve hibrid model teşviklerinin yapısı ve parasal değeri ülkeler arasında önemli farklılıklar gösterse de çevre duyarlılığı yüksek Batılı ülkelerin ortak hedefi fazla yakıt tüketen ve karbon üreten araçtan daha fazla vergi almak.
Motorlu taşıtları bir servet unsuru olarak görmek yerine etkili bir çevre politikası aracı olarak ele alan ülke sayısı arttıkça, dünyada ve ülkemizde de sağlıklı nesillerin yetişmesi adına önemli mesafe alınmış olacaktır.
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.