Kurumların yararlanabileceği indirimler
Kurumlar vergisi mükelleflerinin (limited ve anonim şirketler) 2016 yılı kazançlarına ilişkin beyannamelerini bu ayın 25’ine kadar vermeleri gerekiyor.
Geçen hafta, nakdi sermaye artışına ilişkin indirim konusunu ayrıntılı olarak ele almıştık. Kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen indirimler sadece bununla sınırlı değil. Yasada “Diğer İndirimler” olarak isimlendirilen ve şirketlerin sadece o yılki beyannamesinde kâr beyan etmesi durumunda matrahtan düşebileceği birçok indirim kalemi bulunuyor.
İndirimin şartları
Yazımızın konusunu oluşturan indirimlerin ilk şartı, yukarıda da belirttik, kurum kazancının bulunması. Zararda olan bir kurumun, örneğin yapmış olduğu bağışlar, ister kamu kurumuna, isterse vergiden muaf vakfa yapılsın indirim olarak dikkate alınamıyor.
Diğer bir şart ise indirimin beyannamede ayrıca gösterilmesi zorunluluğu. Bir de bu indirimlerin aşağıdaki sıra dâhilinde dikkate alınması gerektiği unutulmamalı.
Ar-Ge indirimi
Kurumlar vergisi mükellefleri, 5746 sayılı Kanun kapsamında yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma, geliştirme (Ar-Ge) ve tasarım harcamalarının tamamını “Ar-Ge indirimi” olarak kurumlar vergisi beyannamesinde matrahtan indirebiliyorlar.
Ar-Ge indirimi daha önce hem kurumlar vergisi yasası hem de 5746 sayılı yasada tanımlanıyordu. Uygulamada, sadece Ar-Ge indirimini içeren kurumlar vergisi yasasındaki düzenleme yerine, Ar-Ge indiriminin yanında diğer birçok teşvik ve destekleri de içeren 5746 sayılı yasadaki düzenleme tercih ediliyordu. Bu nedenle zaten son yıllarda pek de uygulanmayan kurumlar vergisi yasasındaki düzenleme nihayet yürürlükten kaldırıldı. Böylelikle Ar-Ge indirimi müessesesi Ar-Ge ile ilgili teşvik ve diğer düzenlemelerin er aldığı 5746 sayılı yasa bünyesinde toplanmış oldu.
5746 sayılı yasa kapsamında matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutar olması durumunda, hak kaybı olmuyor, söz konusu indirim tutarları sonraki hesap dönemlerine devredilebiliyor. Devreden tutarların izleyen yıllarda yeniden değerleme oranında artırılarak kullanılması da mümkün. Bu tutarlar kâr olduğu yıl kurumlar vergisi matrahından indiriliyor.
Sponsorluk
Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri, sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri, spor malzemesi bedelleri, sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak kabul ediliyor. Bu harcamaların amatör spor dalları için yapılması durumunda tamamı, profesyonel spor dalları için yapılması durumunda ise ancak yarısı, harcamayı yapan kurum tarafından beyannamede kurumlar vergisi matrahından düşülebiliyor.
Sponsorluk indirimi için öncelikle sponsor firma ile sponsorluk hizmeti alan arasında yazılı bir sözleşme yapılması gerekiyor. Sözleşmenin bir örneği de ilgili vergi dairesine veriliyor. Ayrıca sponsorluk harcamalarının indirilebilmesi için,
- Ödemeye ilişkin banka dekontu, ödeme makbuzu veya alındı makbuzu gibi tevsik edici bir belgenin bulunması,
- Bu belgede “sponsorluk amacıyla” yatırıldığına dair bir ifadenin mutlaka yer alması,
- Sponsor olan kurumun vergi borcunun bulunmaması,
şartları aranıyor.
Bağışlar
Kamu kurumları, vergiden muaf vakıflar veya kamu yararına çalışan derneklere yapılan bağışların, ilgili yıla ait kurum kazancının ancak yüzde 5’ine kadar olan kısmı matrahtan düşülebiliyor. İndirilebilecek bağış tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı; ticari bilanço kârından, varsa iştirak kazancı istisnası ile mahsup edilebilecek olan geçmiş yıl zararlarının düşülmesinden sonra kalan tutar olarak tanımlanıyor.
Okul, hastane bağışları
Kamu kurumlarına; okul, sağlık tesisi, yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzur evi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan bağışlar içinse yüzde 5’lik sınır bulunmuyor. Bu bağışların tamamı kurum kazancından indirilebiliyor.
İbadethane
Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler (Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane sayılan yerler) ve yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamaların da kurum kazancından indirilebilmesi mümkün. Aynı şekilde Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarına yapılan bağışlar da indirilebiliyor.
Sadece yeni yapılan tesisler değil, mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağışlar da indirim hakkından yararlanabiliyor.
Diğer bağışlar
Başbakanlık veya Bakanlar Kurulu tarafından başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılanbağışlar da indirilebiliyor. Başbakanlık tarafından 15 Temmuz 2016 Silahlı Darbe Teşebbüsünde şehit olan vatandaşların aileleri ile yaralılar için bir yardım kampanyası başlatılarak genelgeyle bağış yapılabilecek banka hesap numaraları duyuruldu. Bu hesaplara yatırılan nakdi bağışların tamamı kurumlar vergisi mükelleflerince beyannamelerinde ayrıca gösterilmek şartıyla beyan edilen kazançtan indirilebilir.
Ayrıca Türkiye Kızılay Derneği ile Türkiye Yeşilay Cemiyeti’ne makbuz karşılığı yapılan nakdibağışların tamamı da kurum kazancından indirilebiliyor.
Bunun yanında Üniversitelere yapılan bağışlar ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen kültürel amaçlı faaliyetlere ilişkin bağışlar da indirilebiliyor.
Yurt dışı hizmetler
Bir diğer indirim kalemi de, yurt dışındaki kişi ve kurumlara Türkiye’de verilen ve yurt dışında yararlanılan; mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme ve veri analizi hizmetlerine ilişkin. Bu hizmet işletmelerinin belirtilen faaliyetlerinden sağladıkları kazancın yüzde 50’si kurum kazancından indirilebiliyor.
Eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren kurumların da yabancılara Türkiye’de verdikleri bu hizmetlerden sağladıkları kazancın yarısını aynı şekilde beyannamede indirmeleri mümkün. Ancak bu kurumların eğitim ve sağlık hizmetlerini ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak vermeleri gerekiyor.
Bir de yabancılara Türkiye’de verilen yukarıdaki tüm hizmetlere ilişkin faturaların yurt dışındaki müşteri adına düzenlenme zorunluluğu unutulmamalı.
Korumalı işyeri
Korumalı işyeri, normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan engelliler için meslekî rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla Devlet tarafından teknik ve malî yönden desteklenen ve çalışma ortamı özel olarak düzenlenmiş olan işyeri olarak tanımlanıyor.
Korumalı işyerinde istihdam edilebilmek için;
a. En az yüzde 40 oranında zihinsel veya ruhsal engelli olmak,
b. Türkiye İş Kurumuna kayıtlı olmak,
c. 15 yaşını bitirmiş olmak,
gerekiyor.
Korumalı işyeri statüsünün kazanılabilmesi için işyerinde, yukarıda belirttiğimiz niteliklere sahip en az sekiz engelli birey istihdam edilmeli, engelli bireylerin sayısının toplam işçi sayısına oranının yüzde 75’ten az olmaması şartları da var. Bu şartları sağlayan işyerinin işvereni, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvuruda bulunabiliyor.
Zihinsel veya ruhsal engelli çalışanlar için yapılan ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının yüzde 100’ü kurumlar vergisi mükellefleri tarafından beyannamelerinde indirim olarak dikkate alınabiliyor. Ücretler diğer kişi ve kurumlarca karşılansa bile bu indirim hakkından yararlanabiliyor.
Ancak indirimin, her bir engelli çalışan için azami beş yıl süre ile uygulanabilmesi mümkün. Ayrıca yıllık olarak indirilecek tutar da, her bir engelli çalışan için asgari ücretin yıllık brüt tutarının yüzde 150’sini aşamıyor.
İndirimlerin sırası önemli demiştik. Bütün bu indirimler yapıldıktan sonra kâr kalması durumunda varsa 2005 yılından devreden yatırım indirimi istisnası matrahtan indirilebiliyor. Son olarak geçen hafta üzerinde durduğumuz nakit sermaye artışları üzerinden hesaplanan tutar indirim olarak dikkate alınabiliyor.
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.