“Varlık Barışı” netleşti…

M. Fatih Köprü | 14/08/2016 | (Tüm Yazılar)

Hatırlarsınız, yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili torba yasada yer alan varlık barışına ilişkin düzenlemenin genel kurul görüşmeleri sırasında yasa metninden çıkarılmasının ardından, Hükümet bu düzenlemenin en kısa zamanda tekrar Meclis gündemine getirileceğini söylemişti. Nitekim 22 Temmuz’da Meclis’e sunulan ve bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını içeren yasa teklifine bu konu da eklendi.

Teklif, 3 Ağustos’ta Genel Kurul’da kabul edilerek, 6736 sayılı “Bazı Alacakları Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun” adıyla yasalaştı. Ancak yazımızın hazırlandığı tarihte Resmi Gazete’de yayımlanmamıştı. Cumhurbaşkanı onayladığı durumda bu ay içerisinde yayımlanıp yürürlüğe girmesini bekliyoruz.

Yasanın vergi borçlarının yapılandırılması ve matrah artırımı ile ilgili düzenlemelerini geçtiğimiz haftalarda bu köşemize taşımıştık. Bu hafta da bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması (varlık barışı) konusuna değineceğiz.

En son 2013’te uygulandı

Şu an çıkarılan yasanın kapsamına baktığımızda, daha çok 2008 yılındaki 5811 sayılı yasa ile benzeştiğini görüyoruz. Her iki düzenleme de yurt dışındaki varlıkların ekonomiye kazandırılmasının yanında yurt içindeki kayıt dışı bazı varlıkların kayda alınmasına ilişkin hükümler içeriyordu.

En son 2013 yılında çıkarılan 6486 sayılı yasanın kapsamı ise biraz daha dardı. Sadece yurt dışında bulunan bazı varlıkların bildirim ve Türkiye’ye getirilmesi esasına dayanıyordu.

Bu iki düzenlemede de bildirilen ve beyan edilen varlıklar üzerinden belli bir miktarda vergi ödenmesi de söz konusuydu.

Kimler yararlanabilir?

6736 sayılı yasanın varlık barışına ilişkin hükümleri, yurt dışı ve yurt içi varlıklar açısından farklı düzenlemeler içeriyor. Yurt dışındaki varlıklarını getirecek olan kişilerle ilgili yasada herhangi bir sınırlama bulunmuyor. Gerçek ve tüzel kişilerden bahsediliyor. Buna göre mükellef olup olmadığına bakılmaksızın tüm gerçek ve tüzel kişiler yurt dışı varlıklarını Türkiye’ye getirerek, yasanın verdiği imkânlardan yararlanabilirler.

Diğer taraftan, yurt içi varlıklarla ilgili hüküm sadece kayıtların düzeltilmesini içerdiğinden yalnız gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yararlanması mümkün görünüyor.

Hangi varlıklar?

Yurt dışında olup, gerçek ve tüzel kişiler tarafından yurda getirilen para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları yasanın kapsamına giriyor.

İkinci olarak gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin sahip oldukları, Türkiye’de bulunan ancak kanuni defterlerde kayıtlı olmayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile gayrimenkuller de yasa kapsamında. Yurt içinde bulunan bu varlıklar kanuni defterlere kaydedilebilecek.

Bildirim ve beyan var mı?

Yasada, bu varlıkların bildirimi veya beyanına ilişkin bir hüküm bulunmuyor. Eski uygulamalarda, bazı varlıklarla ilgili olarak finans kurumlarına bildirim, bazılarıyla ilgili de vergi dairelerine beyan zorunluluğu bulunuyordu.

Bu yasada her ne kadar bildirim ve beyan zorunluluğuna ilişkin bir hüküm bulunmasa da maddenin sonunda bir yetki düzenlemesi bulunuyor. Buna göre Maliye Bakanlığına söz konusu varlıkların bildirim ve beyanına ilişkin hususları, bildirim ve beyanların şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi veriliyor. Bu yetki çerçevesinde bildirim usul ve esasları Bakanlık tarafından belirlenecek.

Süresi

Yasa hükmünden yararlanabilmek için yurt dışındaki para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 31 Aralık 2016 tarihine kadar Türkiye’ye getirilmesi gerekiyor.

Türkiye’de bulunan ancak gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin kayıtlarında yer almayan aynı türden varlıklar ile gayrimenkuller de 2016 yılı sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilebilecek.

Süre uzar mı?

Bakanlar Kurulunun yukarıdaki süreleri 6 aya kadar uzatma yetkisi bulunuyor. Buna göre Bakanlar Kurulu yurt dışı varlıkların Türkiye’ye getirilme süresi ile kayıtlarda bulunmayan yurt içindeki aynı varlıklar ile gayrimenkullerin kayıtlara alınmasına ilişkin süreyi 30 Haziran 2017 tarihine kadar uzatabilecektir.

Bugüne kadarki benzer uygulamalarda bu uzatma yetkisinin devamlı olarak kullanılmış olduğuna bakarak bu kez de uzatılacağını söylemek sanırız çok yanlış olmayacaktır. Ama yine de bu konunun Bakanlar Kurulunun yetkisinde olduğu unutulmamalı.

Bu kez hiç vergi yok!

Eski varlık barışı uygulamalarında beyan edilen ve Türkiye’ye getirilen varlıklar üzerinden vergi ödenmesi gerekiyordu. Vergi oranı; yurt dışındaki varlıklar için yüzde 2, yurt içindeki varlıklarda ise yüzde 5 olarak uygulanmıştı.

Ama yeni yasada, yılsonuna kadar Türkiye’ye getirilecek olan varlıklar üzerinden herhangi bir vergi ödenmesi öngörülmüyor. Yurt içi varlıkla ile gayrimenkullerin kayıtlara alınması durumunda da aynı şekilde bir vergi ödenmeyecek. Yani bu uygulama, hem yasal yollarla hem de yasal olmayan yollarla yurt dışına çıkarılmış olan varlıkların yurda getirilmesi ve yurt içindeki varlıklarla ilgili kayıtların düzeltilmesi üzerine kurgulanmış. Herhangi bir vergi tahsilatı amacı bulunmuyor.

Kredi kapatılabilir

Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan kredilerin kapatılmasında kullanılabilir. Ancak kapatılması düşünülen kredinin maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlere kayıtlı olması ve kapama işleminin de en geç 31 Aralık 2016 tarihine kadar gerçekleştirilmesi gerekiyor. Borcun defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, ödemede kullanılan varlıkların Türkiye’ye getirilme şartı da bulunmuyor.

Zarar kabul edilmiyor

Yasa kapsamında kayıtlara alınan varlıkların daha sonra zararına satılması durumunda bu zarar, gelir ve kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmiyor.

Ne avantajı var?

İlk avantaj; yasada belirtilen sürede (yılsonuna kadar) yurt dışından getirilen para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının serbestçe tasarruf edebiliyor olması. Defter tutan mükellefler de yurt dışından getirdikleri varlıkları, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekler. Ayrıca aynı varlıkları gelir ve kurumlar vergisi ya da kâr payı stopajı ödemeksizin işletmelerinden çekebilecekler.

Türkiye’de bulunan kayıt dışı varlıklar (para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları) ile gayrimenkullerin kayda alınması konusuna gelince… Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri bu varlıkları yasal defterlere kaydederken söz konusu tutarlar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak. Bu varlıkların işletmeden çekilmesi durumunda da aynen yurt dışı varlıklarda olduğu gibi ne gelir ne kurumlar vergisi ne de kâr payı stopajı ödenmesi söz konusu olmayacak.

Esas önemli avantaj ise vergi inceleme ve tarhiyatlarıyla ilgili. Yukarıdaki şartların tümü yerine getirilirse bu hükümden yararlananlar ve bunların kanuni temsilcileri hakkında sırf bu işlemin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak. Aynı şekilde herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma da yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemeyecek. Ancak son zamanda Genel Kurul’da eklenen hüküm ile başkaca bir nedenle gerekli olması hâlinde bu inceleme ve soruşturmaların yapılabilmesinin önü açılmış oldu. Kara para incelemelerinin yapılabilmesi için bu değişikliğin yapıldığı belirtiliyor.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.