Almanya anlaşması nihayet imzalandı

M. Fatih Köprü | 06/10/2011 | (Tüm Yazılar)

Çifte Vergilendirmeyi Önleme (ÇVÖ) Anlaşmaları, anlaşmaya taraf ülkelerde yerleşik kişi ve kurumlar açısından büyük önem taşıyor. Anlaşma varsa ve yerel mevzuata göre daha avantajlı hükümler içeriyorsa, taraflar anlaşma hükümlerinden yararlanabiliyorlar.

En eski anlaşmalardan biri olan Türkiye-Almanya ÇVÖ anlaşmasının, 2009 yılında Almanya tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini bu köşemizde sizlere duyurmuştuk. Fesih, 2011 yılı başından itibaren hüküm ifade ettiği için, 2009 ve 2010 yıllarında vergileme açısından herhangi bir değişikliğe neden olmamıştı.

Ancak 2011 yılının ilk günlerinden itibaren Almanya anlaşmasının olmayışı, anlaşmaya göre işlem yapan kurumları zor durumda bıraktı. Maliye Bakanlığı tarafından konuyla ilgili çeşitli açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalarda müzakerelerin devam ettiği veya imza aşamasına gelindiği belirtildi. Ama her açıklamada, en önemli konu olan yürürlük tarihi ile ilgili olarak, “bu anlaşma 2011 yılı başından itibaren uygulanacak” dendi.

Nihayet müzakereler tamamlandı ve anlaşma imzalandı. Bu haftaki yazımızda yeni anlaşmanın (her ne kadar bugün itibariyle yürürlüğe girmemiş olsa da), Almanya’dan alınan emekli maaşları ile Türkiye’den Almanya mukimi kurumlara yapılan ödemelerin vergilendirilmesine ilişkin hükümleri üzerinde duracağız.

Almanya neden feshetti

Almanya, anlaşmanın emekli maaşlarının vergileme esaslarını belirleyen 18. maddesinin kötüye kullanıldığını düşünüyordu ve bu konudan oldukça rahatsızdı. Bu madde uyarınca, Almanya’da çalışıp bu ülkede emeklilik hakkı kazanmış olan Türklerin, Türkiye’de yerleşmiş (mukim) olmaları durumunda emekli maaşı üzerindeki vergileme hakkı Türkiye’nin oluyordu.

Bununla beraber bu gelirler üzerinden Türkiye’de de gelir vergisi ödenmiyordu. Çünkü Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinde yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıklarının vergiden istisna olduğuna dair düzenleme bulunuyor.

Emekli Türk işçileri, Almanya’da yerleşik kalmaya devam ederse, anlaşmaya göre vergileme hakkı Almanya’nın olacağından ve emekli maaşından vergi kesileceğinden, Almanya’da kalmak yerine Türkiye’de yerleşmeyi menfaatlerine daha uygun buluyorlardı. Almanya anlaşmanın bu hükmünün kötüye kullanıldığını, pek çok kişinin gerçekte Almanya’da yaşadığı halde, sırf vergi dışı kalmak için kendisini Türkiye’de yerleşik olarak gösterdiğini düşünüyordu. Almanya’nın anlaşmayı tek taraflı feshetmesinin altında yatan en önemli gerekçe buydu.

Sadece emeklileri ilgilendirmiyor

Emekliler yanında Türkiye’de faaliyette bulunan Alman sermayeli şirketler de, 2011 yılı başından itibaren, ÇVÖ anlaşmasının feshinin etkileriyle karşı karşıya kaldılar. Bu şirketlerin pek çoğu ana merkezlerine patent, know-how, franchising,lisans ve benzeri royalti ödemeleri yapıyorlar. Anlaşma yürürlükte iken bu ödemeler üzerinden yüzde 10 oranında stopaj yapılırken, 1 Ocak 2011’den itibaren yüzde 20 oranında stopaj yapılmaya başlandı.

Aynı şekilde, Almanya mukimi bir kurumdan alınan danışmanlık veya teknik hizmetler için yapılan ödemeler de, ÇVÖ anlaşması uyarınca belli durumlarda vergilenmezken, anlaşma bulunmadığından bu ödemeler üzerinden de yüzde 20 oranında vergi ödenmesi gerekti.

Yeni anlaşma imzalandı

Uzun süren müzakereler sonucunda “Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaçakçılığını Önleme Anlaşması” 19 Eylül 2011 tarihinde Berlin’de imzalandı. Anlaşmayı Türkiye adına Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzaladı.

Anlaşmada neler var

Anlaşma ile genel olarak vergilendirme hakkı, geliri elde eden kişinin yerleşik olduğu ülkeye veriliyor. Gelirin elde edildiği ülkenin vergilendirme hakkı ise kar payı, faiz ve gayrimaddi hak bedellerinde belli oranlarla sınırlandırılıyor.

Ayrıca bir ülke teşebbüsünün, diğer ülkede 6 aydan kısa süren inşaat, yapım, montaj veya kurma projesi veya bunlarla ilgili gözetim faaliyetleri ile yine 6 ayı aşmayan danışmanlık hizmetleri de dahil hizmet tedariklerinin, faaliyetin icra edildiği ülkede vergilendirilmemesi öngörülüyor.

Diğer taraftan, anlaşmada yer alan “Bilgi Değişimi” maddesi ile iki ülkenin vergi kayıp ve kaçağı ile daha etkin bir mücadele yürütmeleri mümkün olacak. Ayrıca iki ülke arasında vergilerin tahsilatında işbirliği yapılmasına ilişkin düzenlemeler de anlaşmada yer alıyor.

Emekli maaşı problemi çözüldü mü

Bu sorunun cevabı Almanya açısından evet. Yeni anlaşmaya göre, Almanya’da çalışıp emekli olan ve Türkiye’de ikamet eden (Türkiye mukimi) emeklilerin yıllık emekli maaşı 10.000 euronun altında ise bu gelir üzerinden eskiden olduğu gibi Almanya vergi alamayacak. Maaşın bu tutarı aşması durumunda ise yalnızca aşan kısım vergiye tabi olacak ve Almanya tarafından alınacak vergi emekli maaşının gayrisafi tutarının % 10’unu aşamayacak.

Yani Almanya’dan yıllık 10.000 eurodan az emekli maaşı alan kişilerin hayatında, anlaşma sonrasında da herhangi bir değişiklik olmayacak. Bu tutarı aşan emekli maaşlarından ise Almanya tarafından yukarıda belirtilen oranda vergi kesilecek ve kalan tutar emekliye ödenecek.

2011 yılı başından itibaren geçerli

İmzalanan anlaşmanın 30. maddesinde anlaşmanın 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğine ilişkin düzenleme var. Feshedilen önceki anlaşmanın 2010 yılı sonuna kadar yürürlükte kaldığı düşünüldüğünde, bu düzenleme ile iki anlaşma arasında oluşan zaman boşluğu giderilmiş oluyor.

Anlaşma 19 Eylül’de imzalanmış olmasına rağmen yürürlüğe girmesi için, her iki ülkenin Parlamentoları tarafından onaylanması gerekiyor.

Anlaşmanın diğer hükümleri

Aşağıda anlaşmanın kapsadığı vergiler, anlaşmadaki işyeri tanımı ve bazı gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin bilgiler bir tablo halinde yer alıyor. Anlaşma yürürlüğe girdikten sonra aşağıdaki ödemeler karşılarında belirtildiği şekilde vergilendirilebilecek.

Konu / İlgili madde

Açıklama

 Kapsanan vergiler (md. 2)

 - Gelir vergileri.

 - Türkiye'de gelir vergisi ve kurumlar vergisini; Almanya'da ise gelir vergisi, kurumlar  vergisi ve ticaret vergisini kapsar.

 İşyeri (md.5)

 - İşyeri, bir şirketin işinin tamamen veya kısmen yürüttüğü sabit yer olarak  tanımlanıyor. Yönetim yeri, şube, büro, fabrika, atölye ve maden ocağı,
 petrol veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer
 yerleri de kapsıyor.

 - Buna ilaveten, işyeri tanımı şunları da kapsar:

 * 6 aydan fazla süren bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma
 projesi ya da bunlarla ilgili gözetim faaliyetleri,

 * Bir anlaşma devleti tarafından diğer devlette hizmetli veya başka bir personel  kullanarak 12 aylık süreçte 6 aydan fazla danışmanlık hizmetleri de dahil hizmet  vermesi (aynı veya bağlı projeler için).

 Gayrimenkul gelirleri

 (md. 6)

 Gayrimenkul varlığın bulunduğu devlette vergilendirilebilir. Gayrimenkul sermaye  iratları ve zirai kazançlar bu hüküm çerçevesinde vergilendirilir.

 Ticari kazançlar (md. 7)

 Bir işletmenin kazancı, diğer devlette bulunan bir işyeri vasıtasıyla elde edilmediği  sürece işletmenin mukimi olduğu devlette vergilendirilebilir. İşyeri vasıtasıyla diğer  devlette kazanç elde edildiğinde ise sadece
 işyerine atfedilebilen kazançla sınırlı  olarak o devlette vergileme yapılabilir.

 Temettüler (md. 10)

 - Taraf ülkelerden birinde mukim şirketin diğer ülkede mukim bir şirkete dağıtacağı  temettüler; diğer ülkede mukim şirketin temettünün gerçek lehdarı olması ve temettüyü  ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan doğruya en az % 25'ini elinde tutması  koşuluyla; % 5 olarak vergilendirilir.

 - Diğer tüm durumlarda % 15 olarak vergilendirilir.

 Faizler (md. 11)

 Gelirin elde edildiği devlette krediler için ödenen faizler en fazla % 10 oranında  vergilendirilir.

 Gayrimaddi hak ödemeleri
 (md. 12)

 Gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı diğer ülkenin mukimi ise en fazla % 10  oranında vergilendirilir.

 Serbest meslek faaliyetleri
 (md. 14)

 Bir devlet mukiminin (gerçek kişi) diğer devletteki serbest meslek faaliyetleri  karşılığında elde ettiği gelirler, bu kişi diğer devlette 12 aylık herhangi bir kesintisiz  dönemde bir veya bir kaç seferde toplam 183 günden fazla kalırsa veya bu  faaliyetleri idame ettirebileceği sürekli bir
 sabit işyerine sahipse, diğer devlette  vergilendirilebilir. Aksi her halde vergileme hakkı  kişinin mukim olduğu devlete aittir.