Bağımsız denetim sadece büyük şirketlere
Yaklaşık elli beş yıldır uygulanan Türk Ticaret Kanunu geçtiğimiz yılın ortasından itibaren yerini 6102 Sayılı (yeni) Türk Ticaret Kanunu’na bıraktı. Yeni yasa genel olarak 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Ancak yürürlüğe girmeden bir gün önce yayımlanan bir yasa (6335 sayılı) ile pek çok değişikliğe uğradı.
Bu değişikliklerin başında ticari defterler ile bağımsız denetim zorunluluğuna ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Bu hafta, belirttiğimiz iki konuda yeni TTK’nın 6335 sayılı yasa ile değişmeden önceki haline kısaca değindikten sonra, bu değişiklik sonrası, yani günümüzdeki uygulama hakkında bilgi vereceğiz.
Defter tutma
Tacirlerin defter tutma yükümlülüğü Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinde tanımlanıyor. Belirtilen maddede 6335 sayılı yasa ile önemli değişiklik yapıldı. Bu değişiklik öncesinde madde metninde ticari defterlerin Türkiye Muhasebe Standartlarına göre tutulacağına ilişkin hüküm yer alıyordu.
Yapılan değişiklikle Türkiye Muhasebe Standartlarına göre defter tutma zorunluluğuna ilişkin hükümler madde metninden çıkarılmış oldu. Onun yerine Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümlerine uyma zorunluluğu getirildi. Buna göre tacirler, eskiden beri uygulamakta oldukları vergi bazlı kayıt sistematiğine uygun olarak defterlerini tutmaya devam edecekler.
Bağımsız denetim
Yeni TTK’da bağımsız denetim en basit haliyle; denetime tabi olan anonim şirketler ile şirketler topluluğunun finansal tablolarının denetlenmesi anlamına geliyor. Bu denetim, denetçi tarafından, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılıyor.
6335 sayılı yasa ile değiştirilmeden önce yeni TTK tüm anonim şirketler ve şirketler topluluklarına bağımsız denetim zorunluluğu getiriyordu. Bu değişiklikle bağımsız denetim yaptırmak zorunda olan şirketlerin kapsamı daraltıldı. Peki şu anki uygulamaya göre, bağımsız denetime tabi olan şirketler hangileri? Bunları kim belirliyor?
Bakanlar kurulu belirledi
Bağımsız denetime tabi olacak şirketler yeni TTK’nın verdiği yetkiye istinaden 23 Ocak’ta yayımlanan 2012/4213 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) ile belirlendi. Bu karar 2013 başından itibaren yürürlüğe girdi. İlgili düzenlemede bağımsız denetim yaptırması gereken şirketlerin üçlü bir ayrıma tabi tutulduğunu görüyoruz. Aşağıdaki gruplardan herhangi birine giren şirketler TTK kapsamında bağımsız denetim yaptırmak zorundalar. Bu üç gruba da girmeyen şirketler ise yeni TTK kapsamında bağımsız denetime tabi olmayacaklar.
Finans kurumları zorunlu
Kararda her halükarda bağımsız denetim yaptırması gereken şirketler sayılıyor. Bunların bağımsız denetime tabi olması konusunda hasılat veya aktif büyüklüğü ya da çalışan sayısı gibi şartlar bulunmuyor. Kapsama giren şirketlerin;
- İlk sırasında Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden; yatırım kuruluşları, kolektif yatırım kuruluşları, portföy yönetim şirketleri, ipotek finansmanı kuruluşları, varlık kiralama şirketleri, merkezi takas kuruluşları, merkezi saklama kuruluşları, veri depolama kuruluşları, derecelendirme kuruluşları, değerleme kuruluşları, sermaye piyasası araçları bir borsada ve/veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören anonim şirketler var.
Aracı kurumlar ile yatırım fon ve ortaklıkları listede yok gibi görünüyor. Ama yeni Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; aracı kurumlar yatırım kuruluşları içerisinde yer alıyor. Aynı maddede kolektif yatırım kuruluşlarının ise yatırım fon ve ortaklıklarını ifade ettiği belirtiliyor.
- İkinci sırada ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden; bankalar, derecelendirme kuruluşları, finansal holding şirketleri, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, varlık yönetim şirketleri ile finansal holding şirketleri üzerinde Bankacılık Kanunu’nda tanımlandığı şekliyle nitelikli paya sahip olan şirketler yer alıyor.
- Listenin üçüncü sırasında sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri bulunuyor.
- Devamında İstanbul Altın Borsasında üye olarak faaliyet göstermesine izin verilen yetkili müesseseler, kıymetli madenler aracı kurumları, kıymetli maden üretimi veya ticareti ile iştigal eden anonim şirketler var.
- Son olarak anonim şirket halinde kurulan tarım ürünleri lisanslı depo şirketleri, Umumi Mağazalar Kanunu hükümleri uyarınca anonim şirket şeklinde kurulan şirketler ile ulusal karasal, uydu ve kablolu televizyon sahibi medya hizmet sağlayıcı şirketler de bağımsız denetim yaptırma zorunda olan şirketler arasında yer alıyor.
Büyük şirketler de denetime tabi
Yukarıda sayılanların dışındaki şirketlerden, aşağıda belirtilen 3 ölçütün en az ikisini sağlayanlar da yeni TTK kapsamında bağımsız denetim yaptırmak zorundalar. Ancak bu ölçütlerin sağlanıp sağlanmadığının kontrolü sırasında, şirketin tek başına veya bağlı ortaklıkları ve iştirakleriyle birlikte dikkate alınması gerekiyor.
► Aktif toplamı 150 Milyon ve üstü Türk Lirası,
► Yıllık net satış hasılatı 200 Milyon ve üstü Türk Lirası,
► Çalışan sayısı 500 ve üstü.
İSO tarafından her yıl Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu açıklanıyor. En son 2011 yılı açıklandı. Bu şirketler listede üretimden satış (net) rakamlarına göre sıralanıyor. Yukarıdaki şartlardan birisi net satış hasılatı. Bu şirketler sanayi kuruluşları ve temel işlevleri üretim. Dolayısıyla üretimden satış hasılatı ile net satış hasılatının yaklaşık olduğu varsayımına göre baktığımızda 2011 listesindeki 384 şirketin 200 milyon TL’lik satış hasılatını aştığını görüyoruz.
Bu şirketler hasılat şartının yanında diğer iki şarttan birini de sağladıkları durumda bağımsız denetim kapsamına girmiş oluyorlar. Tabii ki listede daha aşağıda olmakla birlikte, aktif toplamı ve işçi sayısı için belirlenen sınırları aşan şirketler de olabilir. Bu durumdaki şirketler de bağımsız denetim yaptırmak zorunda olacaklar.
Her şirkete farklı ölçüt
Son olarak kararın (II) numaralı ekinde liste halinde sayılan şirketler var. Bunlar yine aynı listede her biri için ayrı ayrı belirlenmiş olan üç ölçütten en az ikisini sağlaması durumunda bağımsız denetime tabi olacaklar. Aşağıda ilgili şirketler ve her biri için ayrı ayrı belirlenmiş üç ölçüt tablo halinde dikkatinize sunuluyor:
| Aktif Toplamı (TL) | Net Satış (TL) | Çalışan Sayısı |
Sermayesinin en az % 25’i kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, sendikalara, derneklere, vakıflara, kooperatiflere ve bunların üst kuruluşlarına doğrudan veya dolaylı olarak ait olan şirketler | 40 Milyon | 50 Milyon | 125 |
Yurt çapında günlük olarak gazete yayımlayan şirketler | 50 Milyon | 75 Milyon | 175 |
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu denetimine tabi olan şirketler (Kaynak tahsisi içermeyen yetkilendirme sahibi şirketler ile çağrı merkezi şirketleri hariç) | 75 Milyon | 100 Milyon | 250 |
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) düzenlemelerine tabi olarak faaliyet gösteren lisans, sertifika veya yetki belgesi sahibi şirketler (Kamu iktisadi teşebbüsleri hariç) | 75 Milyon | 100 Milyon | 250 |
Sermaye piyasası araçları bir borsada işlem görmeyen ancak Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında halka açık sayılan şirketler | 15 Milyon | 20 Milyon | 50 |
TMSF’nin iştirakleri ile Bankacılık Kanunu kapsamında Fon tarafından denetimi ve yönetimi devralınan şirketler (Gayri faal olan veya faaliyetleri geçici olarak durdurulanlar veya iptal edilmiş iştirak ve şirketler hariç) | 150 Milyon | 200 Milyon | 500 |
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile sermayesinin en az % 50’si belediyelere ait olan şirketler (01.01.2015’ten itibaren) | 40 Milyon | 50 Milyon | 125 |
Son iki yılın finansallarına göre
Tabloda yer alan şirketler ile büyük şirketler olarak nitelendirdiğimiz şirketlerin denetime tabi olacağı yılın belirlenmesinde, önceki iki hesap dönemine bakılması gerekiyor. Buna göre belirtilen üç ölçütten en az ikisini art arda iki hesap döneminde aşmaları durumunda, müteakip hesap döneminden itibaren bağımsız denetime tabi oluyorlar.
Bağımsız denetimin kapsamından çıkış da aynı şekilde oluyor. Buna göre üç ölçütten en az ikisine ait sınırların, art arda iki hesap döneminde altında kalınması durumunda müteakip hesap döneminden itibaren bağımsız denetim kapsamından çıkılıyor. Bir hesap döneminde bu ölçütlerden en az ikisinin yüzde 20 veya daha fazla altında kalınması durumunda da, izleyen hesap döneminden itibaren denetim zorunluluğu ortadan kalkıyor.
Şirketin aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatının hesaplanmasında son iki yıla ait finansal tablolar, çalışan sayısının tespit edilmesinde ise şirkette son iki yıldaki ortalama çalışan sayılarının toplamı dikkate alınıyor.