Bir geri bir ileri; Yatırım indirimi
Yatırım indirimi uygulaması aslında 2006 yılında kaldırıldı. Genel olarak, kanunda yer alan şartlarla gerçekleştirilen yatırımlar dolayısıyla yapılan harcamaların kurum kazancından indirilmesi şeklinde özetlenebilir. Bu indirimin yapılabilmesi için kurum kazancı olması gerekiyor. Yani şirket ilgili yıl zarar etmişse bu indirimden yararlanılamıyor. Ancak 2006 yılından önceki mevzuat çerçevesinde bu hak sonraki yıllara devrediyordu ve süresiz olarak bu tutarların ileriki yıllarda kar ettikçe indirimine izin veriliyordu.
Başta finansal kiralama şirketleri olmak üzere büyük yatırımlar yapan firmaların, 2006 yılından önce gerçekleştirdikleri ancak ilgili yıllarda kazancın yetersiz olması nedeniyle indiremedikleri milyonlarca liralık yatırım indirimleri bulunuyor. Bu yatırımlar gerçekleştirildiği dönemde, sonraki yılların kazançlarından indirimine ilişkin, ne süre ne de oran sınırlaması vardı. Bu firmalar yatırımların fizibilite çalışmalarını yaparken, karlılığını hesaplarken, yatırım indirimi dolayısıyla uzun yıllar kurumlar vergisi ödemeyeceklerini düşünmüşler ve yatırım kararlarını, bu hususu da dikkate alarak vermişlerdi.
Ancak 2009 yılından başlamak üzere günümüze kadar bu konu içinden çıkılmaz bir hal aldı. Yapılan çeşitli düzenlemeler sonrasında kazanılmış hakkı ellerinden alınan mükellefler tarafından vergi mahkemeleri ve temyiz mercii olarak Danıştay’da birçok dava açıldı. Bu düzenlemeler iki kez Anayasa Mahkemesi’nin gündemine geldi. İptal kararları, vergi incelemeleri derken mükellef ile idare arasındaki uyuşmazlıklar had safhaya ulaştı.
Bu yazımızda ilk olarak 2006 yılında yapılan yasal düzenlemeden başlamak üzere, yatırım indirimi istisnası ile ilgili gelişmeleri anlattıktan sonra, Anayasa Mahkemesi tarafından bu ay verilen kararın olası etkileri üzerinde duracağız.
İlk olarak süre sınırlaması getirildi
Tartışmanın ve olayların fitilini ateşleyen 5479 sayılı yasa ile yapılan düzenleme oldu. Bu yasa aslında yatırım indirimi istisnasını sona erdiren düzenleme. Ancak aynı zamanda 31.12.2005 tarihi itibarıyla mevcut olup, kazançtan indirilemeyen yatırım indirimi tutarlarının ileriki yıllarda indirimine ilişkin sınırlama da bu yasa ile getirildi. Buna göre devreden yatırım indirimi tutarları sadece 2006, 2007 ve 2008 kazançlarından indirilebilecekti.
Kazanılmış hak
Bu düzenleme ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuruldu. Anayasa Mahkemesi’nin 2009 yılında verilen, fakat 8 Ocak 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile yatırım indirimi istisnası kullanımıyla ilgili getirilmiş olan süre sınırlaması, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildi. Kararda indirilecek tutara ulaşıncaya kadar yatırım indirimi istisnası uygulanmasının kazanılmış hak niteliğinde olduğu, indirimin üç yılla sınırlandırılmasıyla bu süre içinde indirim haklarını kullanamayanların kazanılmış haklarının ortadan kaldırıldığı belirtiliyordu.
Kararın uygulanacağı dönem
Anayasa mahkemesinin düzenlemeyi iptal etmesi, uygulama tarihi konusundaki tartışmaları da beraberinde getirdi. Karar 2009 yılında alındı, Resmi Gazete’de 2010 Ocak ayında yayımlandı. Yani 2009 yılına ilişkin geçici ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme tarihinden önce. Buna göre 2009 yılı kazancının beyan edilmesi sırasında da Anayasa Mahkemesi’nin kararının uygulanabilmesi, kazancı olan kurumlar tarafından 2005 yılından devreden yatırım indirimi istisnasının beyannamede indirilmesi gerekiyordu.
Ama Maliye Bakanlığı bu konudaki görüşü farklıydı. Anayasa Mahkemesi'nin kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 8 Ocak 2010’da yürürlüğe girdiğini, dolayısıyla 2009 yılı kazançlarına uygulanamayacağını söyledi. İlginçtir ki bu açıklamayı bir tebliğ veya sirküler yerine, elektronik olarak verilen 2009 yılı 4. dönem geçici vergi beyannamesinde yaptı. Mükellefler yatırım indirimini girmek istediklerinde sistemde, bunu indiremeyeceklerine dair bir uyarı yazısı ile karşılaştılar.
E-beyanname sisteminde 2009 yılına ilişkin olarak yatırım indiriminin girilmesine izin verilmemesi nedeniyle bir çok mükellef beyannamelerini ihtirazi kayıtla verererk, konuyu yargıya intikal ettirdiler. Bu davaların bir çoğu mükelleflerin lehine sona erdi veya temyiz aşamasında.
Bu kez oransal sınırlama
2009 yılı ile ilgili tartışmalar sürerken, devreden yatırım indirimi istisnası bulunan mükellefler, Anayasa Mahkemesi kararına göre 2010 yılında herhangi bir sınırlama olmadan indirim hakkından yararlanabileceklerinin düşünüyorlardı.
Ancak 1 Ağustos 2010’da yayımlanan 6009 sayılı yasa ile konuya ilişkin yeni bir düzenleme yapıldı. 2010 yılı kazançlarından başlamak üzere uygulanan yasada Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda 2005 yılından devreden yatırım indirimi tutarının kullanılmasına ilişkin olarak herhangi bir süre sınırlamasına yer verilmediği görülüyor. Ancak bu kez kullanılacak yatırım indirimi istisnası, kazancın belli bir oranı ile sınırlandırıldı. Mükellefler kazançlarının ancak % 25’i kadar yatırım indirimi istisnasından yararlanabileceklerdi. Yani milyonlarca liralık devreden yatırım indirimi olan mükellefler indirim sonrası kalan % 75’lik kazanç üzerinden kurumlar vergisi ödemek zorunda kaldılar.
Anayasa Mahkemesi yine “dur” dedi...
Anayasa Mahkemesi 9 Şubat 2012 tarihli toplantısında; 6009 sayılı yasa ile getirilen ve beyannamede kazançtan indirilebilecek yatırım indirimi tutarını kazancın % 25’i ile sınırlayan düzenlemenin de Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi. Yüksek Mahkeme’nin E. 2010/93, K. 2012/20 sayılı iptal kararı yazımızın hazırlandığı tarih itibarıyla Resmi Gazete’de yayımlanmadı.
Yürütmeyi de durdurdu
Aynı toplantıda yukarıdaki iptal kararına istinaden ilgili hükmün yürürlüğü de durduruldu. Düzenlemenin uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete’de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğü durmuş oldu ve Mahkemenin bu kararı (E. 2010/93, K. 2012/9) 18 Şubat tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
2011 kazancından indirilebilir mi
Tarih tekerrürden ibaret. Yine bir yıl kapandı ama o yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi henüz verilmedi. Yazımızın hazırlandığı tarih itibarıyla yukarıda belirttiğimiz iptal kararı yayımlanmamış olsa da, yürütmeyi durdurma kararı geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlandı. Dolayısıyla kullanılabilecek yatırım indirimi tutarını kazancın % 25’i ile sınırlayan yasa hükmünün yürürlüğü durdurulmuş durumda. Bu nedenle 2011 yılına ilişkin Nisan ayında verilecek olan kurumlar vergisi beyannamelerinde % 25’lik sınır olmadan, varsa kazancın tamamı kadar yatırım indiriminden yararlanılması gerekmektedir.
Her ne kadar iptal kararının gerekçesi henüz yayımlanmamış olsa da, ilk karardaki kazanılmış haklar konusuna vurgu yapılacağı tahmin ediliyor. Çünkü her iki düzenleme de aslında aynı nitelikte. Biri süre olarak, diğeri de oran olarak sınırlama getiriyor ve kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasına neden oluyorlar.
Anayasa Mahkemesi tarafından özellikle yürütmeyi durdurma kararı da verilmiş olması nedeniyle, Mali İdare’nin bu anlayışın dışında bir yorum yaparak bu kararı yok sayabileceğini düşünmüyoruz. Her ne kadar yukarıda da belirttiğimiz gibi 2010 yılında benzer bir durumda farklı yorum yaparak kararın yayımlandığı tarihin içinde bulunduğu hesap dönemi için uygulanacağını söylemiş olsa da, bu olayda tekrar aynı anlayışla hareket edilmesi durumunda bunun açıkça hukuka aykırılık sayılacağını belirtmek isteriz.
Baştan daha hukuka aykırı olduğu açık olan her iki düzenleme için de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararı verilmiş, bu kez bir de yürütmeyi durdurma kararı verilmiş ve dolayısıyla yüksek yargı üzerine düşen görevi tamamlamıştır. Gerek idarenin gerekse de yasa koyucunun yüksek yargı kararlarıyla hukuka aykırılığı iki kez ortaya konmuş olan bir anlayış çerçevesinde, yeni düzenlemeler yapmayacağına artık inanmak istiyoruz.