Vergide Dijital Dönüşüm
Günümüzde teknolojik ilerlemeler bir çok sektörü ve iş kolunu kapsayacak şekilde etkisini hissettiriyor. İnternet, ticaretin sınırlarını kaldırırken, dijitalleşme iş yapış şekillerini de dramatik bir şekilde evrimleştiriyor. Artık her şeyin doğal bir gereksinimi olarak dijital ile ilişkisi kuruluyor ya da kurulmak zorunda kalıyor. Herkesin gündeminde IoT, robot, ya da yapay zeka uygulamaları var. Şirketler bu değişimden farklı ölçeklerde etkileniyor. Bazıları bu değişime öncülük ederken bazıları ise piyasa baskısı gibi sebeplerle dijital değişime ayak uydurmaya çalışıyor.
Teknolojinin nimetleri arttıkça tutulan verinin hem kapsamı hem de hacmi artıyor. Veri arttıkça, yeni yazılımlar sayesinde verinin yönetimi, veriye ulaşım ve verinin dolaşımı kolaylaşıyor. Teknolojinin sağladığı bu kolaylıklar veriye ve veriden çıkarılacak bilgiye olan talebi de arttırıyor. Bu talep bazen firma içerisinden, bazen müşterilerden, bazen de gelir idareleri gibi devlet kuruluşlarından geliyor.
Dijitalleşmenin ilerlemesi ile ticaretin karmaşıklaşması, gelir idarelerinin ya da vergi otoritelerinin bu ticaretten alınan verginin ya da vergi indirimlerinin doğru hesaplanması ve kontrol edilmesi konusunda ek önlemler almaya itiyor. Yeni vergi politikaları geliştiriliyor. Toplanan verinin daha şeffaf olması ve standart hale gelmesi için çıkardıkları uygulamalarla firmaları her geçen gün daha fazla sıkıştırıyorlar. Teknoloji, bir yandan gelir idarelerine daha karmaşık vergi politikalarını uygulamalarına imkan verirken diğer yandan şeffaflığı da beraberinde getiriyor. Örneğin; e-fatura uygulanan ülkelerde devlet satıcı firmanın düzenlediği faturayı müşteriden önce görebiliyor ve hatta merkezi sistemin kontrollerinden geçmiş fatura müşteriye iletiliyor ve ancak o zaman resmi olarak muhasebe kayıtlarında bir anlam ifade ediyor.
Özel sektörün bilgi teknolojilerinin hızlı gelişimine öncülük etmesi, alışık olduğumuz bir durum. Diğer yandan devlet kuruluşlarının da yavaş yavaş öncülük rolünü üstlenmeye başladığını görüyoruz.. Gelir idareleri süreçlerini ve sistemlerini modernize etmek için teknolojiyi daha fazla kullanıyor. Ülkemizdeki e-fatura, e-defter uygulamaları vergi mükelleflerinin öncelikli gündeminde yer alıyor.. Başka bir örnek vermek gerekirse, Merkezi Moskova’da olan Rusya Federasyonu Vergi Servisi’ndeki yetkililer, duvardaki büyük ekranda tüm ülkedeki vergi durumunu vergi daireleri bazında anlık olarak izleyebiliyor, farklı renkler ve şekillerle desteklenmiş uyarıları takip edebiliyor.
Verginin ya da gelir idarelerinin dijitalleşmesi sadece beyannamelerin, faturaların ya da defter kayıtlarının elektronik ortamda gönderilmesi/tutulması demek değil elbette. Birçok idare toplanan verilerden anlamlı bilgiler çıkarmak için yeni teknolojileri kullanıyor veya ilk adımları atıyor. Yakında hangi vergi için ne kadar ödenmesi gerektiğini gelir idareleri söyleyebilecek. Bu konudaki çalışmalar ülkemizde de başlatıldı. Günlerce süren vergi incelemeleri/denetimleri saatler seviyesine inebilecek. Hatta denetimler gerçek zamanlı, anlık olacak.
Devlet tarafındaki gelişmeler hızla ilerlerken, özel sektörde durum hala çok parlak değil. Firmalar sadece yasal gereksinimleri yerine getirecek kadar yatırım yapıyor, değişimlerden ek fayda sağlamayı henüz planlamıyor. Vergi bölümlerinin hala ERP ya da destekleyici diğer sistemlerden verileri kendi geliştirdikleri Excel tablolarına aktarıp hesaplamalarını yapıyorlar.
Bunun sebebi olarak firmaların teknoloji yatırımı planlarında verginin yeterli önceliği almaması ya da vergi bölümlerinin yeni teknolojileri kullanma konusunda muhafazakar davranmasını gösterebiliriz.
EY’nin 27 ülkede, 1000 vergi ve finans yöneticisi ile yaptığı araştırmaya göre sadece %21’i vergi modellemelerini yazılımla gerçekleştiriyor. Geri kalan ya Excel’de ya da elle hesaplama yapıyor.
Fortune 1000 şirketleri ile yapılan ankete göre firmaların %50’si vergi provizyon rakamlarını hala Excel ile konsolide ediyor.
Firmaların yatırım planlarındaki farklı senaryoların vergiye olan etkisi, analitik araçları ile otomatik hesaplamasının yanı sıra ı, operasyon düzeyde bile gerekli otomasyonlar henüz tamamlanmış durumda değil. Firmaların muhasebe ve vergi bölümleri birbiri ile entegre olmayan ya da olamayan sistemleri ve yazılımları kullanmak durumunda kalıyor. Muhasebe modülleri, faturalama yazılımları, operasyonel olarak vaz geçilemeyen eski teknolojik sistemler, banka ya da devlet idarelerinin web sayfaları, e-maillerle gidip gelen Excel dosyaları henüz yeni sisteme geçebilmiş değil. Firmalar faaliyet alanlarındaki verimi arttırmak için robot sistemleri kullanmayı planlarına almış olmalarına ve hatta kullanmaya başlamış olmalarına rağmen vergiyi hesaplamak ve ilgili beyannameyi doldurmak gibi el işçiliği olan bir operasyonda robot kullanımını düşünmüyor. Firmalar vergi için neden bilgi teknolojilerine yatırım yapmalı?
Verimliliğin artması, orta ve uzun dönemde maliyetlerin düşmesi gibi sebepler ilk akla genler sebepler arsında.
Riskleri nelerdir?
Firmaların finansal tablolarında vergi hiç de azımsanmayacak kadar önemli bir yer tutuyor. Bütçe yapılırken ödenecek verginin yanlış tahmin edilmesi nakit akışında önemli sorunlara yol açabiliyor. Firmanın fayda sağlayabileceği vergi indiriminin yanlış hesaplanması, firmanın bu avantajdan yeterince faydalanamamasına ya da yapılan yanlış hesaptan dolayı cezaların ödenmesine sebep olabilir. Haberlerin çok hızlı yayıldığı internet dünyasında firmaların repütasyonunun bozulması rakamlarla ifade edilemeyecek başka bir risk olarak karşımıza çıkıyor. .
Yukarıda ele aldığımız nedenlerden dolayı dijital dönüşüm içerisinde olan ya da planlayan firmalar hemen her adımda vergiye olan etkilerini dikkate almalı ve vergi süreçlerini de işin içine dahil etmelidir.
Bloomberg Businessweek Türkiye'de 16 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanmıştır.