İthalat maliyetleri artacak mı?
Geçtiğimiz günlerde, 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Büyüme performansını yükseltirken cari işlemler açığını düşürmeye devam etmek, enflasyon hedefine ulaşmak ve böylece makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmek OVP’nin temel amaçları olarak belirlendi. Özellikle ithalat (olumsuz etki) ve ihracat (olumlu etki) işlemlerindeki gelişmeleri de içine alan cari işlemler açığının azaltılması bu OVP’nin gümrük tarafını ilgilendiren kısmı olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönemlerde OVP’deki ithalatın azaltılmasına yönelik nelerin yapılacağına ilişkin düşünceler “gümrükte gündem”i oluşturmaktadır.
Özellikle OVP’de yer alan, cari işlemler açığının azaltılması için ithalata olan bağımlılığın azaltılması düşüncesi “İthalatta koruma önlemleri artıyor mu?” sorusunu gündeme getirmektedir. Bu durum da, dünya ticaretinde kabul görmüş “tarife (gümrük vergisi oranı artışı)” ve “tarife dışı engelleri (bürokrasi artışı gibi)” akla getirmektedir. Bu uygulamada amaç, söz konusu engeller vasıtasıyla ithalatın pahalılaştırılması ve toplam talebin yabancı mallardan yerli mallara doğru kaydırılmasıdır.
Yakın zamanda uygulamaya konulan “ilave gümrük vergisi (İGV)” ve “ihtisas gümrükleri uygulaması” ile OVP’de dahilde işleme rejiminin tekrar gözden geçileceğinin belirtilmesinin, bu bakış açısının yansıması olduğu düşüncesindeyiz.
İthalat bağımlısı olduğumuz ürünler ara malı ve yatırım mallarından oluşmaktadır
2013 yılı için toplam ithalat içerisinde; ara malı ithalatı % 73, yatırım malı ithalatı % 14,9 ve tüketim malı ithalatı ise % 12,1 olarak gerçekleşmiştir. Buna göre ithal ürünlerin dağılımında ara malı (enerji dahil) ve yatırım malının ağırlığı %88 civarındadır. Üretim ve istihdam için bunların ithalatı hayati bir önem taşımaktadır. Bu ürünlerde ithalat maliyetinin artışı veya azalışı doğrudan üreticiyi ve dolaylı olarak da tüketiciyi etkilemektedir. Ara ve yatırım malı ithalatına ilişkin olarak şu aşamada bir ilave maliyet atışı söz konusu değildir. Ancak ihracata yönelik ithalat yapan imalatçılar için dahilde işleme rejimi önemli araç olarak kullanılmaktadır. Çünkü dahilde işleme rejimi, ihraç etmek için üretim yapacak şirketlere ara malı ve hammadde ithalatında vergi muafiyeti sağlamaktadır. Bu rejim ile ihraç edilen ürünlerin üretiminde kullanılan girdilerin ithal vergi yükü bulunmamaktadır. Bu nedenle, dahilde işleme rejiminde yapılacak gözden geçirme ihraç amaçlı üretim yapan tüm sektörleri yakından ilgilendirmektedir. Bu yöndeki çalışmalar da yakından izlenmektedir.
Diğer taraftan, 2013 yılında en çok ithal edilen tüketim mallarını incelediğimizde, bunların ayakkabı, mobilya, gömlek gibi ürünlerin olduğunu görmekteyiz. Özellikle bu ürünlerin Türkiye’de üretilebilen ürünler olması nedeniyle OVP açısından bu ürünlerin ithalat maliyetlerini artırmak suretiyle ithalatını düşürmeyi hedeflemek anlamlı olacaktır. Özellikle tekstil, ayakkabı ve mobilya sektöründe yakın zamanda uygulamaya konulan yeni önlemler ithalat maliyetlerini arttırarak bu sektördeki ithalata kısmaya yöneliktir. OVP açısından, Türkiye’de üretilen ürünlerin ithalatında aşağıda örneklerine yer verildiği şekilde bir maliyet artışı olacağını söyleyebiliriz.
Yeni bir koruma önlemi aracı; “İlave Gümrük Vergisi (İGV)”
Cari işlemler açığını azaltılması anlamında ithalatın düşürülmesi için dünya ticaretinde yaygın kullanılan enstrüman tarife engelidir. İthalat vergisini artırarak fiyat mekanizması yoluyla ithalat maliyetlerini artırmak ithalatı kısmak için kullanılan yaygın bir araçtır. Ya da yerli üreticileri korumak için tedarikçi ülkelerde üreticilere teşvik verildiğinin tespit edilmesi durumunda (damping soruşturması gibi araştırmalar neticesinde) anti damping vergisi konulmaktadır. Ancak yakın zamanda bu tanımlamalardan farklı bir uygulama ile karşılaşmaktayız. Yerli üreticiyi koruma ve ithalatı azaltmak için son dönemde “ilave gümrük vergisi” adı altında yeni bir koruma önlemi yürürlüğe girmiştir. Bu uygulama, anti-damping vergisi gibi soruşturma usullerine tabi olmadığından daha kısa zamanda ve bir bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe konulabilmektedir. Bu uygulama daha hızlı ve pratiktir.
Şu dönemde Türkiye’de istihdamda önemli yeri olan ayakkabı, tekstil-konfeksiyon ve demir çubuk sektöründe ilave gümrük vergisi (İGV) uygulanmaktadır. Bu ürünlere ilişkin İGV oranı % 11 ila 30 arasındadır. Örneğin Çin menşeli bir erkek palto cinsi ürünün CIF tutarı üzerinde % 12 gümrük vergisi var iken, bu orana ilave olarak % 30 ilave gümrük vergisi tahsil edilmektedir. Tekstil ürünlerindeki ithalattaki vergi yükü oranı ortalama % 40 civarındadır.
İthalat işlemlerinde bürokrasi artıyor; “İhtisas Gümrük İdaresi” uygulaması
Dünya ticaretinde tarife vasıtasıyla yani fiyat mekanizması yoluyla ithalatı azaltma yönteminin yaygın olarak kullanıldığını belirtmiştik. Ancak bu uygulamadan başka tarife dışı araçlar ile birtakım bürokratik engeller getirilerek ithalatın kısıtlanması veya ithalat maliyetlerinin artırılması da mümkün bulunmaktadır. Son dönemde ihtisas gümrük uygulamaları, bu tarife dışı engellere örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. İhtisas gümrük uygulaması, bir ürünün ithal işlemlerinin yerine getirilebilmesi için sadece bir idarenin veya bazı gümrük idarelerinin yetkili kılınması olarak tanımlanmaktadır. Yani, bir ürünü ithal etmek için sadece yetkili kılınan gümrük idaresi kullanılabilmektedir.
Özellikle son dönemde mobilya sektöründe yürürlüğe konulan ihtisas gümrük uygulamaları, tarife dışı engellere bir örnektir. Özellikle Türkiye’de de üretimi ve ihracı olan bu ürünlerin ithalatında ihtisas gümrük idaresi uygulaması ile ithalatın kısıtlanmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Örneğin, AB menşeli olmayan mobilya sanayiinde kullanılacak olan eşyadan yalnızca mobilya ve mutfak dolap menteşeleri, mobilya kulpları gibi ürünlerin serbest dolaşıma giriş işlemleri sadece Kayseri Gümrük Müdürlüğünden yapılmaktadır. İstanbul’da yerleşik bir şirket Çin’den ithal edeceği anılan ürünleri gemi ile Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne getirse bile, serbest dolaşım işlemleri için Kayseri Gümrük Müdürlüğüne eşyayı götürmesi ve gümrük işlemlerini tamamladıktan sonra İstanbul’a geri getirmesi gerekmektedir. Bu da ilave bir (lojistik) maliyetidir.