Page 16 - EY-VG_Aralik_2022_v3
P. 16
Seçilmiş Yargı Kararları ve
Muktezalar
Danıştay 4. Daire, 30.03.2022 tarihli ve 2022/2047 sayılı karar
Konu: Davacı şirket tarafından ihtirazi kayıtla verilen beyanname ile yurt dışından elde
edilen krediye ilişkin olarak ödenen faiz üzerinden 2020/10 dönemi için tahakkuk eden
gelir (stopaj) vergisinin kaldırılması ve faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
Özet: İlk Derece Mahkemesi; Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…
sayılı kararda; Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8.maddesinde belirtilen stopaj vergisi
istisnasından yararlanılabilmesi için kredilerin, bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları
ve uluslararası kurumlardan sağlanmasının yeterli olduğu, uluslararası kurumlardan
kullanılan krediler için bu kurumların yapıları, ortakları ve benzeri konularda herhangi
bir sınırlamaya tabi tutulmadığı, yasa koyucunun yurt dışından kullanılan kredilerin
kullanımını kolaylaştırmak ve maliyetini düşürmek amacıyla istisna kapsamını
genişlettiği dikkate alındığında, aracı kurumlardan, davacı şirketin temin ettiği kredinin
ve şirkete yapılan faiz ödemelerinin istisna kapsamında değerlendirilmesi gerektiği
kanaatine varıldığından davacı şirketin kullandığı kredi için uyuşmazlığa konu dönemde
aracı firmalara ödediği faizin istisna kapsamında olduğu anlaşıldığından, davacının
ihtirazi kaydı dikkate alınmadan 2020/10 dönemine ilişkin olarak yapılan stopaj
tahakkukunun ödenen faiz üzerinden hesaplanan 251.513,65 TL'lik kısmında hukuka
uyarlık bulunmadığı ve yasal faizi ile iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen
gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bununla birlikte Bölge İdare Mahkemesi, istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi
kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların
söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf
başvurusunun reddine karar vermiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu tahakkukların hukuka uygun olduğu ve kararın
bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davanın bu istemle açıldığı anlaşılmaktadır.
Tetkik hâkimi ve dosyada yer alan belgelerin incelenmesinden sonra yapılan inceleme
ve gerekçeye göre; bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiştir. Temyizen incelenen karar usul
ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz isteminin reddine, temyize konu kararının
onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir
örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine
gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Kullanılan karşı oy ile 5520 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile, kanuni ve iş merkezleri
Türkiye'de bulunmayıp Türkiye'de menkul sermaye iradı elde ettiği için dar mükellef
olarak tanımlanan kurumların, olayda, davacının borç aldığı ve faiz ödemesinde
bulunduğu … Co Ltd, … Co. Ltd ve … Co. Ltd. şirketleri olduğu ve bu şirketlere ödenen
faizlerin, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1/5. maddesinde belirtilen
"diğer faizler" olarak %10 oranında tevkifata tabi tutulması gerektiği sonucuna
varılmıştır.
Açıklanan nedenle, dava konusu kurumlar vergisi kesintisine ilişkin tahakkuk işleminde
hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi gerekçe ile verilen Vergi Mahkemesi kararına
Aralık 2022alık 2022
16 Ar