Page 2 - EY-VG_Eylul_2022_v3
P. 2
Vergide Gündem
Abdulkadir Kahraman
Enflasyon ve durgunluğa karşı vergi önlemleri
Türk Dil Kurumu enflasyonu, “para şişkinliği”, “gereğinden fazla artış, şişkinlik”
ve “pahalılık” olarak açıklıyor. Ekonomi literatüründe ise enflasyon, “fiyatlar genel
düzeyindeki sürekli artış, paranın satın alma gücünün” azalmasıdır. Diğer bir deyişle
enflasyon, bir sepetteki mal ve hizmetlerin miktarı sabitken, bedelinin sürekli
yükselmesidir. Günümüzde Covid19, jeopolitik gelişmeler (Rusya-Ukrayna savaşı gibi)
nedeniyle tedarik zincirinde yaşanan problemler küresel çapta enflasyon dalgası yarattı.
Türkiye’de ise ekonomimizdeki yapısal sorunlar küresel enflasyon dalgası ile daha da
artıyor. Ekonomilerdeki diğer tehlike ise durgunluk ve bu dönemde yüksek maliyetle
alınan emtia kaynaklı realize olmayan kazançların vergilendirilmesinin mükellefleri
zorlamasıdır.
Enflasyon veya durgunluk vergi mükelleflerinin özellikle ödeme gücünü zayıflatıyor.
Neden mi? Çünkü enflasyon aslında “gizli vergi” ve realize olmamış (fiktif) kazancın
vergilenmesiyle sonuçlanıyor. İşletme sermayelerini eritiyor. Bu etkiyi en bariz şekilde
26.6.2022 tarihli “Çalışanlara Enflasyon İyileştirmesine Vergi Kıskacı” adlı makalemde
değindiğim “tarife kaymasında” görüyoruz.
Mükellefler tamamen korumasız mı? Hayır. Örneğin gelir vergisindeki “enflasyon
indirimi” bir koruma önlemi. Nedir enflasyon indirimi? Enflasyon indirimi, para ve
sermaye piyasalarından elde edilen bazı menkul sermaye iratlarına uygulanıyor,
elde edilen gelirdeki enflasyona isabet eden kısmın ayrıştırılarak, gerçek gelirin
vergilendirilmesini sağlıyor ve bu oran %100’den fazla olduğunda beyan edilecek menkul
sermaye iradı söz konusu olmuyor.
Ancak bu hükümlerin güncellemelerindeki (tarife kaymasındaki gibi) gecikme sonucu
koruma gerçekleşmiyor. Daha sık güncelleme şart.
İşletmeleri koruyan kalkanlar var mı?
Ticari kazançlarda “vergide enflasyon düzeltmesi”, Vergi Usul Kanunu’na (“VUK”),
TBMM’de 17.12.2003’te kabul edilen 5024 sayılı Kanun ile 1.1.2004 tarihi itibarıyla
yürürlüğe girmek üzere kabul edildi. Aynı düzenlemeyle mevzuattaki “enflasyonist”
hükümler “enflasyon düzeltmesine” indirgenerek VUK’un aşağıdaki hükümleri
yürürlükten kaldırıldı:
Kaldırılan Madde Düzenleme
VUK madde 274 “Stok değerleme” yöntemi, “son giren ilk çıkar” yöntemi (“LİFO”)
VUK mükerrer madde 298/B Amortismana tâbi iktisadî kıymetlerde “yeniden değerleme”
GVK madde 38/4 Maliyet artış fonu (“MAF”)
Hatırlanacağı üzere, enflasyon düzeltmesi 2004’te bir defa uygulanmış, şartlar (ÜFE
artışını son üç yılda %100’ü ve son on iki ayda da %10’u aşması) gerçekleşmediğinden
sonraki yıllarda uygulanmamıştı. 31.12.2021 tarihi itibarıyla enflasyon düzeltmesi
şartları tekrar oluşmuş, ancak 7352 sayılı Kanun ile VUK’a eklenen geçici 33’üncü
maddeyle “enflasyon düzeltmesi, “geçici vergi dönemleri dahil 2021 ve 2022” yılları ile
2023’te geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi şartları oluşsun veya oluşmasın
vergilemede mali tablolar enflasyon düzeltmesi kapsamından çıkarıldı.
Diğer taraftan, 31.12.2023 tarihli mali tablolar enflasyon düzeltmesi şartları oluşsun
veya oluşmasın enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak, fakat bu düzeltmeden
2 Eylül 2022