Page 2 - VG Mayıs
P. 2
Vergide Gündem
Av. Ayşe Cânan Doksat
Av. Öykü Öcal
İşletmeler kısmi bölünmeye konu
edilebilecek mi?
I. Giriş
Kısmi bölünme müessesesi mevzuatımıza ilk defa, Avrupa Birliği düzenlemeleri dikkate
alınarak 4684 sayılı Kanun ile 5422 sayılı mülga Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 38.
maddesinin değiştirilmesi suretiyle dahil olmuştur. Mevcut düzenlemelerde ise 6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) kapsamında kısmi bölünme işlemlerinin hukuki
esaslarına yer verilmekte, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (“KVK”) açısından ise
söz konusu işlemin vergisel şartları ve sonuçları düzenlenmektedir.
Kısmi bölünme müessesesi özünde, devreden şirketin bir kısım varlıklarının kayıtlı
değerleri üzerinden başka bir şirkete ayni sermaye olarak konulması ve karşılığında
iştirak hissesi alınmasını konu alan bir hukuki işlem olup Borçlar Kanunu hükümleri
açısından atipik sözleşme niteliğindedir.
Vergisel etkileri açısından ise, kurumlar vergisi, katma değer vergisi (“KDV”), damga
vergisi ve tapu harcı açısından sağlanan vergi ayrıcalığı ile devreden tarafından devir
sırasında tahakkuk ettirilip ödenmesi gereken vergilerin devralan işletmenin faaliyet
sonuçlarına bağlı olarak öteleyecek bir vergi erteleme düzenlemesidir.
KVK’nın 19. maddesinin açık hükmü ile kısmi bölünmeye konu edilebilecek varlıklar,
şirketlerin aktifinde en az 2 yıl süreyle tutulan iştirak hisseleri, gayrimenkuller ile üretim
veya hizmet işletmesi olarak sınırlı sayıda sayma prensibi kapsamında net bir biçimde
belirlenmiştir.
Hal böyle olmakla birlikte, gelir idaresinin öteden beri gayrimenkul ile hizmet ve
üretim işletmelerinin kısmi bölünme ile devrine muhafazakar ve temkinli yaklaştığı
bilinmektedir. Gelir idaresinin söz konusu yaklaşımının bir sonucu olarak da T.C.
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (“Başkanlık”) tarafından hazırlanan Kurumlar
Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:13)
Taslağı (“Tebliğ Taslağı”) 24.03.2017 tarihinde Başkanlığın resmi internet sitesinde
yayınlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
Ne yazık ki söz konusu Tebliğ Taslağı’nda yapılan açıklamalar incelendiğinde, anılan
düzenlemelerin kısmi bölünme müessesesinin uygulanabilirliğini etkileyebilecek nitelikte
olduğu görülmektedir.
Bu kapsamda yazımızda, Tebliğ Taslağı’nda yer verilen açıklamalara yönelik olarak TTK
ve KVK’da yer verilen ve kısmi bölünmeye esas teşkil eden genel prensipler açısından
akla gelen sorulara yer verilecektir.
II. Kısmi bölünme müessesesinin amacı Taslak Tebliğ ile dar mı
yorumlanıyor?
Tebliğ Taslağı hükümleri incelendiğinde, ilk dikkat çeken husus 3. maddede kısmi
bölünmenin amacına ilişkin yer verilen “Kısmi bölünme müessesesinin temel amacı,
şirketlerin yeniden yapılanma yoluyla verimlilik ve karlılıklarını artırmalarına imkân
sağlamak olup, bir üretim veya hizmet işletmesinin parça parça elden çıkarılması
sonucunu doğuracak şekilde yapılan devirlerin kısmi bölünme kapsamında
değerlendirilmesi mümkün değildir.” şeklindeki açıklamalardır.
2 Mayıs 2017