Page 10 - IndirimliKV_2014
P. 10
4. Tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi uygulaması a. Tevsi yatırımda “Kazancın tespit edilebilmesi” kavramı Yukarıda yer verildiği üzere; ilgili Kanun maddesinde; tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde “ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle” tespit edilebilmesi halinde indirimli oranın bu kazanca uygulanacağı; kazancın “ayrı bir şekilde” tespit edilememesi halinde ise oranlama yoluyla bulunacak kazanca indirimli oranın uygulanacağı belirtilmiştir. Konuya ilişkin tereddüt edilen hususlar ise; tevsi yatırım kapsamında kazancın ayrı olarak nasıl tespit edilebileceği, yatırımlardan elde edilen kazancın toplam kazanç içerisinde ayrı bir şekilde tespitinin mümkün olmamasının kıstasının ne olacağı ve kazancın ayrı hesaplarda izlenmesinin ne anlama geldiğidir. Uygulamada firmalar tarafından karşılaşılan en büyük sorunlar; eski yatırım ile birlikte faaliyet gösteren yeni tevsi yatırım kapsamında elde edilen kazancın teknik olarak ayrı bir şekilde tespit edilememesi, kullanılan üretim, operasyonel ve muhasebesel sistemlerin bu tespite olanak vermemesi veya kazancın ayrı bir şekilde nasıl tespit edileceğine dair bir belirleme bulunmamasıdır. Söz konusu belirsizlik nedeniyle yatırımcılar, tevsi yatırım kapsamında indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespitinde, “yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurum aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet yatırım tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar dahil) oranlanması” yöntemini kullanmaktadır. Ancak oranlama yöntemine göre bulunan indirimli kurumlar vergisi matrahı, yapılan yatırımlardan elde edilen fiili kazancı tam olarak yansıtmaması ya da yüksek sabit kıymet tutarı olması sebebiyle oranın çok küçük çıkması nedenleriyle dezavantaj yaratmaktadır. Vergi idaresinin görüşüne göre; tevsi yatırımlardan elde edilen ürünlerin satışından elde edilen brüt satış kârının tespit edilebilmesi halinde, yatırımdan elde edilen kazancın tespit edilebildiği kabul edilmektedir. Böyle bir durumda yukarıda belirtildiği şekilde genel giderler ile diğer gelir ve giderlerden belirlenen şekilde yatırıma isabet eden kısımların hesaplanması suretiyle yatırımdan elde edilen ticari bilanço kârı hesaplanabilecektir. Ancak brüt satış kârının ne kadarının tevsi yatırıma ait olacağının tespiti ise ayrıca hesaplanması gereken önemli bir konudur. Çünkü tevsi yatırım sonucunda üretilen üründen elde edilen kazancın tamamının o tevsi yatırımdan elde edildiğini düşünmek yanlış ve eleştiriye açık bir uygulama olacaktır. İlgili ürünün üretiminde daha önce işletmede bulunan makine ve teçhizatın da katkısı bulunmaktadır. İdarenin bu konuya “6.a. Bir Yatırımın Başka Bir Yatırımın Parçası Haline Gelmesi” bölümünde belirtilen açıklamaları ile ışık tuttuğunu görüyoruz. (Bakınız 6.a. ) İlgili bölümdeki mukteza ile yapılan açıklamalar dikkate alındığında, bir üretim tesisinde aynı zamanda başka teşvik belgesine dayanan, teşvik belgeli olmayan veya katkı tutarları tüketilmiş teşvik belgeli başka sabit kıymetlerin de kullanılması durumunda, bu sabit kıymetlere isabet eden yatırım kazancının ayrıştırılması gerekmektedir. Ayrıştırma ise sabit kıymetlerin tesisteki toplam sabit kıymetlere olan oranına gore yapılabilecektir. 10 İndirimli Kurumlar Vergisi Rehberi-2014
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15