Page 5 - EY_VG_Ocak_2023_v2
P. 5
Vergide Gündem
Tamer Türkyılmaz
Fatma Şeker
Borsada işlem gören hisse senetlerinden elde
edilen kazançların vergilendirilmesi
1. Giriş
Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre 2022 yılı içerisinde Türkiye’de borsa ile
tanışan yatırımcı sayısının 1.2 milyonun üzerinde olduğu belirtiliyor. Bunun önemli
bir kısmının, hali hazırda yatırım hesabı sahibi olup fon, tahvil vb. sermaye piyasası
araçlarına yatırım yapmakta iken artan risk iştahıyla birlikte borsada da işlem yapmaya
başlayan yatırımcılardan oluştuğunu (755 bin kişi), ancak ilk defa yatırım hesabı açarak
hisse senedi alımına başlayan yatırımcıların sayısının da önemli boyutlara ulaştığı
anlaşılıyor (451 bin kişi). Yeni gelen yatırımcılarla birlikte hem kadın yatırımcı sayısının
hem de 20-29 yaş arası genç yatırımcıların sayısının arttığı MKK tarafından yayımlanan
verilerden görülebiliyor. Yatırımcı sayısının artması, yatırımcı profilindeki değişiklikler,
Z kuşağının yatırım tercihleri elbette analiz edilmesi ve üzerine düşünülmesi
gereken hususlar, ekonomi bilimiyle ilgilenenlerin halihazırda bu hususlara ilişkin
değerlendirmeler yaptıklarını da görebiliyoruz. Ancak borsada işlem yapan yatırımcıların
amaçlarının gelir elde etmek olduğu düşünüldüğünde, ister istemez konunun vergi
boyutu da düşünmeye değer bir husus olarak ortaya çıkıyor.
Genel olarak vergi konusu, gelir vergisi mevzuatımızın gerçek kişilere pek fazla
vergi ödevi yüklemeyen yapısı nedeniyle midir bilinmez, kişilerin çok fazla üstüne
düşünmediği konulardan bir tanesi. Oysa verginin, elde edilen kazancı azaltıcı bir unsur,
bir tür maliyet olduğu değerlendirildiğinde, yatırım kararı alınmadan önce göz önünde
bulundurulması gereken bir husus olduğunu söyleyebiliriz.
Bu çalışmamızda Borsa İstanbul’da (BİST) ve yurt dışındaki diğer borsalarda işlem
gören hisse senetlerine ilişkin banka ve aracı kuruluşlar aracılığıyla yapılan alış satış
işlemlerinden doğan ve Gelir Vergisi Kanunu’nda, “diğer kazanç ve iratlar” başlığı altında
“değer artış kazancı” olarak ele alınan kazançlar ile söz konusu hisse senetlerinin elde
tutulmasından dolayı elde edilen ve Gelir Vergisi Kanunu’nda “menkul sermaye iradı”
olarak nitelendirilen temettü gelirlerinin vergilendirilmesi konusunu inceleyeceğiz.
2. Temettü hisse senedi mi, büyüme hisse senedi mi?
Hisse senedi yatırımcılarının portföylerini oluştururken karşı karşıya kaldıkları sorulardan
biri yapacakları yatırımları büyüme hisse senetlerine mi, yoksa temettü hisse senetlerine
mi yapacakları sorusudur. Genel olarak, ortaklarına daha az kâr payı dağıtan veya kâr
payı dağıtmayan, bunun yerine bu değeri yapacağı yatırımlara kaynak olarak kullanan
ve yatırımların dönüşüyle birlikte de ciddi büyüme potansiyeli sunan şirketlerin hisse
senetlerini “büyüme hisse senedi”; yatırım dönemini tamamlamış, iyi bir şekilde kâr
eden ve kârını düzenli olarak ortaklarına dağıtan, ancak sınırlı büyüme gerçekleştiren
şirketlerin hisse senetlerinin ise “temettü hisse senedi” olarak anıldığını biliyoruz.
Hisse senedi alım satımından doğan kazançların “değer artış kazancı”; şirketlerin, hisse
senetlerini elinde bulunduran kişilere yaptığı kâr payı dağıtımının (temettü) ise kişiler
açısından “menkul sermaye iradı” olarak nitelendirildiğini ifade etmiştik. Dolayısıyla
temelde portföyünü büyüme hisse senetlerinin alım satımını yaparak büyütmeye
çalışan kimselerin ağırlıkla değer artış kazancı elde edeceklerini, öte yandan portföyünü
temettü hisse senetleri biriktirerek oluşturan ve satıştan ziyade yıl içerisinde dağıtılan
temettülerden gelir elde eden kimselerin ise ağırlıkla menkul sermaye iradı elde
Ocak 2023 Ocak 2023 5