Boston Çay Partisi ve vergide adalet

Elif Karaca | 15/09/2017 | (Tüm Yazılar)

Geçtiğimiz günlerde ABD borsa kapanış raporlarından birinde “Endekslerdeki yükselişte vergi reformu konusunda yapılan açıklamalar etkili oldu. Hazine Bakanı Steve Mnuchin, reformun bu yıl içerisinde gerçekleştirileceğinden umutlu olduğunu, kurumlar vergisi oranının işletmeler için son derece rekabetçi seviyelere indirileceğini söyledi. Bu açıklamalar yatırımcılar tarafından memnuniyetle karşılandı” şeklinde bir bölüm yer aldı. Esasında buna çok benzer açıklamalara aylardır para piyasası raporlarında sıklıkla yer veriliyor. Kimi zaman da sürece ilişkin olumsuz bir açıklama, planı sekteye uğratabilecek bir gelişme “ABD’deki vergi reformu görüşmelerine dair endişeler piyasayı olumsuz etkiledi, endeks düştü” gibi bir ifadeyle sunuldu.

Yüksek vergiye meydan okuma

Bütün bunlar bize verginin, mükellef dostu vergi politikalarının geçmişten bugüne en önemli toplumsal ve ekonomik meselelerden biri olduğunu gösteriyor. Zira ABD’nin İngiltere’den bağımsızlık mücadelesinin başlangıcı sayılan olaylar da bir vergi isyanının sonucu olarak ortaya çıkmıştı. 16 Aralık 1773’te Boston limanında demirli İngiliz gemilerindeki tonlarca çayı denize döken Kızılderili kılığına girmiş Amerikalılar, bu eylemle birlikte İngiltere’nin Amerika üzerindeki kolonyal güçleri ve yüksek vergi oranlarına meydan okudu. ABD’deki demokrasi anlayışının temeli sayılan ve Boston Çay Partisi olarak tarihe geçen bu olay sadece adil olmayan vergi düzenlemelerine karşı yapılan bir eylem değil, İngiliz parlamentosunda varlığı bulunmayan koloni sakinlerinin temsil arayışıydı.

R

“No taxation without representation”

Amerika’daki kolonilerde yaşayan göçmenler parlamentoda temsil edilmediklerinden diğer Britanya vatandaşları gibi doğrudan vergilendirilmiyordu. Bu maddi kayıp ise çay ve şeker gibi günlük tüketim mallarındaki vergilerin çok yüksek oranda artırılması yoluyla telafi ediliyordu. No taxation without representation (Temsil olmadan vergilendirme de yapılamaz) sloganıyla hareket eden göçmenlerin bu eylemi gerçekleştirmelerinin ardından İngiliz mallarına karşı bir dizi boykot ve protesto daha yapıldı. Bunun üzerine İngiltere, Amerika’daki kolonilere karşı politikalarını daha da sertleştirdi. Karşılıklı restleşmelerle ilerleyen bu süreç sömürgeciliğe karşı genel bir isyan ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı ile sonuçlandı.

Kuşkusuz İngiltere parlamentosu 1773’te çay vergisi için bu kararı alırken böyle bir sonuç beklemiyordu. Önemli bir maliye politikası aracı olan verginin farklı boyutlardaki toplumsal etkileri için geçmişten ve günümüzden sayısız örnek verilebilir. Toplumlara hizmet, refah götürebilmenin en önemli yöntemlerinden olan vergilendirme, amacını aşan bir şekilde kullanıldığında asli fonksiyonlarından uzaklaşarak beklenmedik etkilere de neden olabiliyor.

Çay partisi hareketi

Günümüzde ise Çay Partisi, Barack Obama’nın başkanlığının ilk yıllarında ortaya çıkan ve kendisinin değişim vaatlerinin gerçekleşmemesi karşısında yükselişe geçen muhafazakar/sağ bir hareketin adı. Çay Partisi’nin çağdaş Amerikan siyaseti içinde ortaya çıkışı, 2008 küresel mali krizinin ardından oldu. Genel olarak serbest piyasa yanlısı duruşuyla dikkat çeken hareketin, merkezi yönetimin yetkilerinin kısıtlanması, zenginlerin ve şirketlerin vergi yükünün azaltılmasından yana olduğu biliniyor. Vergi ve harcama kesintilerinden yana olan hareket, Obama'nın sağlık reformuna da şiddetle karşı çıkıyordu.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.