Page 12 - VG_Ekim2017
P. 12
Yer verilen karardan anlaşılacağı üzere, AYM, başvurucuya yargı kararı üzerine yapılacak iadelerde verginin tahsil edildiği
faiz ödenmemesinin mülkiyet hakkının ihlali olduğuna kanaat tarihten mükellefe iade edildiği tarihe değin geçen süre için faiz
getirirken, mükellefin mülkünün tahsil ile iade arasındaki süre hesaplanması gerektiği ve uygulanacak faiz oranının ise, yasal
içinde zarara uğradığı tespitinde bulunmuş ve bu kapsamda faiz oranında olması gerektiği yönünde olduğu görülmektedir 24 .
yargı kararı üzerine mükellef lehine hesaplanması gereken faizin
tahsil ile iade arasındaki süreyi kapsaması gerektiği yaklaşımı Örneğin, bir mükellef tarafından ihtirazi kayıtla verilen muhtasar
içinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi stopajının
%27 oranını aşan kısmının kaldırılması ve fazladan ödenen
Öte yandan, anılan kararda Anayasa Mahkemesi tarafından, %8’lik kısmının yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiştir.
başvurucunun amme alacaklarına uygulanan en yüksek faiz Başvurulan dava yolunda, tahakkukun iptaline ve fazladan
oranında faiz istemine yönelik olarak, 25.02.2015 tarih ve tahsil edilen tutarın iadesine ancak yasal faiz isteminin reddine
2013/28 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi kararına atıfta hükmedilmiştir.
bulunarak;
Bunun üzerine, mahkeme kararının kesinleşmesini müteakip
“… Başvurucu kendisinden fazla veya yersiz tahsil edilen mükellef tarafından Danıştay nezdinde kanun yararına bozma
bedellere amme alacaklarına uygulanacak faizin uygulanmasını yoluna başvurulmuştur.
talep etmektedir. Bahsedilen faiz oranı bazı kamu alacaklarının
tahsilinde belli koşulların gerçekleşmesi halinde ve Anayasa'nın Başvurulan kanun yararına bozma yolunda incelemeyi
46. maddesindeki düzenlemeye göre de taksitle ödenmesine gerçekleştiren Danıştay 4. Dairesi’nin 25.04.2016 tarih ve
karar verilen kamulaştırma bedellerinin ödemesinde E.2012/5692, K.2016/179 sayılı kararında;
uygulanmaktadır. Bunun dışında fazla veya yersiz tahsil edilen
vergilerin iadesi gibi durumlarda amme alacaklarına uygulanan • İdari rejimi kabul eden hukuk sistemlerinde, idarenin hukuka
en yüksek faiz oranının işletilmesine yönelik bir yasal dayanak aykırı işlem ve eylemlerinden dolayı idare edilenlerin
veya yargı kararlarıyla oluşmuş ve istikrar kazanmış bir uğrayacakları her türlü zararı tazmin etmesi, idarenin
uygulama bulunmamaktadır.” yönünde görüşe yer verilmiştir. sorumluluğuna ilişkin kurallarla sağlandığına,
• Bir kamu idaresi olan vergi idaresinin de hukuka aykırı
Yer verilen karardan Anayasa Mahkemesi’nin yargı kararı işlemleri nedeniyle ortaya çıkan zararı tazmin etmesi Anayasa
üzerine mükellefe yapılacak iadelerde mükellef lehine kurallarının ve hukuk devleti gereği olduğuna,
hesaplanacak faize ilişkin olarak uygulaması gereken faiz
oranına ilişkin yaklaşımının; ➢• Hukuk devletinde bir zararın faiz adı altında ödenebilmesi
için açık yasa hükmü aranması düşünülemeyeceğine; aksine
➢• Yasal bir dayanak veya anlayışın idarenin sorumluluğu ve tam yargı davasının varlığı
ile bağdaştırılamayacağına,
• Yargı kararıyla oluşmuş ve istikrar kazanmış bir uygulama
bulunmadıkça • Haksız tahakkuk ettirilen verginin, AİHS’e Ek 1 No.lu
Protokolün 1. maddesi ile İHAM’ın Eko-Elda Avee/Yunanistan
amme alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının hakkındaki kararı uyarınca mülkiyet hakkı ihlal edilen
uygulanamayacağı yönünde olduğu anlaşılmaktadır. mükellefe faizi ile birlikte iadesi gerektiğine,
➢• Bu kapsamda, karar düzeltmenin reddi yönündeki kararın
Anayasa Mahkemesi faiz oranına ilişkin görüşünü, amme kanun yararına bozulmasına
alacaklarına uygulanacak faiz oranın bazı kamu alacaklarının
tahsilinde belli koşulların gerçekleşmesi halinde ve Anayasa’nın hükmedilmiştir.
46. maddesindeki düzenlemeye göre de taksitle ödenmesine
karar verilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi ile sınırlı ➢• Güncel yargı kararlarının değerlendirilmesi
olarak düzenlendiği gerekçesine dayandırmaktadır.
Güncel yargı kararlarının değerlendirilmesinden, yargının
Anayasa Mahkemesi’nin bu yöndeki görüşünün mefhum-u konuya ilişkin güncel görüşünün Devletin vergi davalarında tesis
muhalifinden, yasal bir dayanak bulunmasa dahi, yargı kararıyla edilen lehe mahkeme kararına istinaden mükellefe yapılacak
oluşmuş ve istikrar kazanmış bir uygulama bulunması halinde, iadelerde vergi adı altında ödenen tutarlara ödeme tarihi
yargı kararı üzerine mükellefe yapılacak iadelerde amme ile iade tarihi arasındaki dönem için hesaplanacak yasal faiz
alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanabileceği oranında faizi ödeme yükümlülüğü altında olduğu sonucuna
sonucuna varılabilmektedir. Ancak bu yöndeki bir uygulama için ulaşılmaktadır.
AYM’nin görüşü çerçevesinde, öncelikli olarak yargı kararıyla
oluşmuş ve istikrar kazanmış bir uygulamanın bulunması şarttır.
Bunun hukuki zeminini ise, Anayasal olarak ve Türkiye’nin taraf
olduğu AİHS’e Ek I No.lu Protokol uyarınca güvence altına alınan
➢• Danıştay, Bölge İdare Mahkemesi ve Vergi Mahkemesi ve temel bir hak olan mülkiyet hakkının ve hukuk devleti ilkesi
kararları
ile Anayasa’nın 125. maddesinde güvence altına alınan idarenin
sorumluluğu ilkesinin oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Danıştay, Bölge İdare Mahkemesi ve vergi mahkemesi tarafından
tesis edilen güncel kararlarda da Anayasa Mahkemesi’nin yer
verilen kararına benzer nitelikte gerekçelere yer verildiği ve
24 Konuya ilişkin olarak örnek kabilinden tesis edilen Danıştay 4. Dairesi, 06.10.2011 gün ve E. 2011/ 5499, K. 2011/6892 sayılı kararı.
12 Ekim 2017