Skip to Content

Dünya'dan Vergi Haberleri

Emel Çelik


Hollanda Mahkemesi Azınlık Hissedarlarının Vergilendirilmesini Ele Alıyor

 

Den Bosch Yüksek Mahkemesi bir Hollanda firmasında %2.25 hissesi bulunan Lüksemburg firması olan S.a.r.l’a dağıtılan kar payları üzerinden hesaplanan stopajdan muaf olduğuna karar verdi. Anayasa Mahkemesi bu kararı onaylarsa, Hollanda bundan sonra Avrupa Birliği’nde veya Avrupa Ekonomik Bölgesi ülkelerinde mukim olan şirket hissedarlarına ait hisselere ödenen kar payları üzerinden stopaj hesaplamayacak. Ancak hisselerin stok olarak tutulması veya sadece yatırım getirisi amaçlı ve varlık yönetiminden beklendiği gibi değer artışı amaçlı kullanılmaması gerekiyor.

 

Söz konusu durumda Lüksemburglu S.a.r.l.’ın o sırada tasfiye edilen bir grup şirketin başında gelen bir Hollanda firmasında %2.25 hissesi vardı. Yüksek mahkeme, S.a.r.l’ın Hollanda firmasındaki hisselerinin stratejik bir yatırım olduğuna, portföy yatırımı olarak değerlendirilmemesi gerektiğine karar verdi.

 

Hisseleri portföy yatırımı olarak değil de stratejik yatırım olarak sınıflandırılan S.a.r.l. yerleşik bir Hollanda firması olsaydı, Hollanda firmasının ödediği kar payları üzerinden stopaj hesaplaması ve ödemesi gerekmeyecekti. Yerleşik bir Hollanda firmasının başka bir yerleşik Hollanda firmasına ödediği kar payı üzerinden, bir şirketin başka bir şirkette sahip olduğu hisseler iştirak istisnası için yeterli iştirakı sağlıyorsa, stopaj ödenmesi gerekmez.

 

Düzenli olarak vergilendirilen yerleşik bir Hollanda firmasındaki hisseler, bağlı kuruluşlardaki hisseler stok olarak değerlendirilmedikçe, belirleyici iştirak olarak nitelendirilirler.

 

Lüksemburg-Hollanda arasında imzalanan 1968 tarihli vergi anlaşmasına göre Hollanda %15 oranında temettü stopajı uygulama hakkına sahiptir. S.a.r.l.’a göre bu durum AB Kanunları ile uyuşmuyor ve Yüksek Mahkemenin verdiği karara göre de bu durum sermayenin serbest dolaşımı ilkesi ile çelişiyor. AB Kanunu sadece AB ülkelerinin kendi aralarındaki değil ayrıca AB ülkeleri ile üçüncü ülkeler arasındaki sermayenin serbest dolaşımı ile ilgili bütün sınırlamaları yasaklıyor. Buna rağmen Yüksek Mahkeme’nin hissedarlara ödenen kar paylarından stopaj hesaplanması ile ilgili kararı AB üyesi ülkeler ve AB üyesi olmayan İzlanda, Liechtenstein ve Norveç’deki yerleşik hissedarlar ile sınırlı kalacak gibi görünüyor.

 

Avrupa Birliği Konseyi KDV Düzenlemesi Kanununu Kabul Etti

 

Avrupa Birliği Konseyi 17 Ekim’de Avrupa Birliği ortak KDV sistemi uygulama yöntemlerini belirleyen bir düzenlemeyi kabul etti. Yeni yöntemler mal ve hizmetlerin kaynaklarının yerini, vergilendirilebilir meblağı ve bazı mal ve hizmetler için geçerli vergi muafiyetini tanımlayarak AB 6.KDV Yönergesine açıklık getiriyor. Yeni düzenleme Temmuz 2006’da yürürlüğe girecek.

 

Yeni düzenleme ayrıca elektronik olarak sağlanan hizmetleri tanımlıyor ve AB kapsamına girmeyen firmalar tarafından sağlanan elektronik hizmetlerin KDV karşısındaki durumunu açıklığa kavuşturuyor.

Belçika Araştırma Faaliyetleri İçin Vergi Kanunlarını Genişletiyor

 

Belçika özel sektör kuruluşları ile üniversite ve bilimsel kuruluşlar arasındaki ortaklıkları da içine alacak şekilde araştırmacı istihdam eden işverenler için özel vergi sisteminin kapsamını genişletti.

 

Bu özel vergi sistemi asistan araştırmacıların Belçika kolejleri ve üniversiteleri tarafından işe alımını ve doktora araştırmacılarına Ulusal Bilim Araştırma Fonu tarafından ödeme yapılmasını teşvik etmek için ilk olarak 2002’de sunuldu. İşveren araştırmacılara ödediği ücret üzerinden kestiği verginin hepsini elinde tutar ve vergi makamlarına kaynakta kesilen verginin sadece %35’ini ödemektedir. Kanun işverenin geri kalan meblağı nasıl kullanacağını (örneğin ilave araştırma ekipmanı olarak kullanılması veya çalışanlara ücret olarak ödenmesi) belirtmemiştir. Bu özel sistem yaklaşık olarak 6,864 araştırmacı işverenine uygulanmaktadır.

 

2004 yılında program kamu sektöründe bulunan sınırlı sayıdaki bilimsel kuruluş, ortak araştırma merkezi ve uluslararası araştırma kuruluşu tarafından finanse edilen asistan ve doktora araştırmacılarını kapsayacak şekilde genişletildi. Bu işverenler işçi ücretleri üzerinden kaynaktan kesilen gelir vergisinin %50’sini vergi otoritelerine ödemekle yükümlü hale geldiler, artan meblağ işverene kalmıştır. Bu özel gelir vergisi muafiyeti özel sektör kuruluşları ile üniversite ve bilimsel kuruluşlar arasındaki ortaklığı sağlamak için yapılan ilk girişimdi ve yaklaşık olarak 2,071 araştırmacıya daha uygulandı.

 

İkinci kategoride yer alan işverenlerin sağladığı yarar stopaj vergisinin %50’si ile sınırlı olsa da, bu çalışan başına yıllık € 8.000- € 10.000 tasarrufa denk düşmektedir. Dolayısıyla araştırma maliyetleri komşu ülkeler ile karşılaştırılabilir bir seviyeye çıkarılır.

 

1 Ekim’de özel vergi sistemi, Avrupa Ekonomik Bölge’sindeki kolej ve üniversiteler veya tanınmış bilimsel kuruluşlar ile ortaklık içerisinde olan özel sektör kuruluşlarını da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.


Danimarka Parlamentosu Yeni Uluslararası Vergi Mevzuatını Görüşüyor

 

Danimarka başbakanı Danimarka parlamentosunun 2005-2006 dönemi açılışı 4 Ekimde, uluslararası sonuçları ile birlikte birkaç vergi yasa tasarısı sunulacağını açıkladı. 5 Ekimde sunulan bu yasalardan dördünün içeriği vergi yurtdışı “tax transparent” şirketlere yapılan yatırımlar, birleşmelerin vergilendirilmesi, AB tahkim sözleşmesi ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarıdır. Kasımda sunulacak beşinci yasa tasarısı ise Hisse, Devir ve Sermaye Kazançları Yasası ile ilgilidir.

 

Yasa tasarısı, Danimarkalı yatırımcıların yurtdışı “tax transparent” şirketlere yatırım yapma kabiliyetini geliştirmeyi amaçlıyor. Danimarkalı yatırımcılar piyasa fiyatları üzerinden vergilendirmeye tabiler ve yabancı yatırım araçlarının genelde Danimarka vergileri açısından şeffaf olması gerektiğinden, yapılan yatırım mevcut varlıklara doğrudan yatırım olarak kabul edilecektir. Doğru bir vergi beyannamesi hazırlamak için Danimarkalı yatırımcıların her varlık için, yatırım araçlarından elde edilmesi her zaman kolayca mümkün olmayan, bilgilere ihtiyacı vardır.

 

Bu sınırlama hükümet tarafından da tanınmıştır; ortaya çıkan yasa tasarısı vergi muafiyeti tanınan şirketlere yatırım yapan yatırımcıların mevcut varlıklara başvurmalarındansa vergiden muaf araçlar üzerindeki piyasa fiyatları ilkesini uygulamalarına izin verecektir. Bu öneri çerçevesinde, piyasa fiyatları ilkesine tabi olduğu söylenen vergilendirilebilir gelir, yatırım aracının değerindeki farklılıkla söz konusu yıl boyunca dağıtılan yatırım kazancının toplamına eşit olacaktır.

 

Birleşmelerin vergilendirilmesi yasa tasarısı genel vergi sisteminde yapılan ve şirket birleşmeleri, şirket bölünmeleri, varlıkların devirleri ve farklı AB üyesi ülke firmalarının hisse senedi takası faaliyetlerine uygulanabilen bir tasarıdır. Bu yasa tasarısının bazı etkileri vardır. İlk olarak birleşmeye uygun şirket sayısı artacak;  ikincisi olarak da vergiden muaf hisse senedi takasına ilişkin kurallar başka hisse senetleri elde eden oy çoğunluğuna sahip bir şirket içinde uygulanabilecektir.

 

Ayrıca, “tax transparent” şirketler, yasa tasarısı ile tekrar düzenlendiklerinde bu yasa tasarısı kapsamında yabancı vergiyi azaltmak için yeni kurallar konulabilecektir. Son olarak bir Avrupa şirketi veya Avrupa Kooperatifi Ortaklığı (SCE) iş merkezini yabancı bir ülkeye taşırsa bu transfer Danimarka’nın transferden sonra da üzerinde vergilendirme hakkı devam eden varlık ve borçların Danimarka tarafından tekrar vergilendirilmesine neden olmayacaktır. Hissedarlar da devirle ilgili olarak Danimarka’nın vergilendirmesinden muaf tutulacaktır.

 

AB Tahkim Sözleşmesi yasa tasarısı AB tahkim sözleşmesinin Genişlemeye Dair Sözleşmesi’nin uygulama alanının yeni AB üyesi ülkeleri de içine alacak şekilde genişletilmesinin onaylanmasını teklif ediyor.

 

Vergi Anlaşmaları yasa tasarısı ise Hong Kong ve Hırvatistan ile yapılacak olan vergi anlaşmalarını içeriyor.

 

Hisseler, Devir ve Sermaye Kazançları kasım ayında sunulması beklenen vergi yasa tasarısının ayrıntıları ise henüz kamuya açıklanmadı. Ancak düzenlemelerin gerçek kişilerin vergilendirilmesi ile ilgili olacağı beklenmektedir.

 

Almanya Maliye Bakanı Vergi Kesintilerine Karşı

 

Almanya Maliye Bakanı, ilave vergi kesintisi ile ilgili herhangi bir planı gerçekçi bulmadığını ifade etti ve 2007 yılına kadar AB bütçe açığı kriterleri ile uyumlu hale gelmenin acil ihtiyaç olduğunu vurguladı.

 

Maliye Bakanı ayrıca Avrupa’nın en büyük ekonomisi olarak Almanya’nın Avrupa Komisyonu’nun talepleri doğrultusunda 2007 yılına kadar Avrupa bölgesi için %3 olan gayrisafi yurtiçi hasıla bütçe açığı oranına uyum için hazırlanması gerektiğini ifade etti.