Skip to Content

2005 Yılı Bütçesi Tbmm'ne Sunuldu...

Mehmet Korkusuz


 

Geçtiğimiz Ekim ayı ortalarında, gazetelerde, 2005 yılı bütçesiyle ilgili haberler ile Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en müsrif ülke olduğuna ilişkin haberler üst üste geldi. İsrafı Önleme Vakfı Başkanı tarafından yapılan açıklamalara gore, Türkiye, 2003 yılı itibariyle,  (30) OECD ülkesinin hem en fakiri ve hem de  en müsrifi durumunda. İsrafın parasal büyüklüğü, 2003 yılı itibarıyla 65 Katrilyon lira. Bu tespitten hareketle ve milli gelirin önemli bir bölümünün kamu tarafından kullanıldığı dikkate alınarak, Hükümetlere düşenin, ülkede yeni kaynak yaratmanın yanısıra en az onun kadar önemli olan,  mevcut kaynakları yerinde ve verimli kullanmak olduğunu söylemek mümkün. Bu noktada, Hükümete kaynakları sağlama ve bunları kamu hizmetlerinin finansmanında kullanma konusunda yetki ve izin veren Devlet bütçeleri büyük öneme sahip bulunuyor.

  

Genel olarak, bütçeler, kaynakların ihtiyaçlar arasında, en yüksek faydayı sağlayacak biçimde dağıtılmasının bir aracı. Devlet bütçelerinde de gerçekleştirilmesi istenilen amaçlardan biri bu. Ancak, Devlet bütçeleri,  kişi, aile ya da kurum bütçelerinden farklı olarak, Hükümetlere, kamu gelirlerini toplama ve bunları kamu hizmetlerinin finansmanında kullanma konusunda yetki ve izin veriyor. Devlet bütçelerini diğer bütçelerden ayıran en temel özellik te bu. Hazırladığı bütçe tasarısı parlamentoda onaylanan bir Hükümet, o yıl içinde kamu gelirlerini toplama ve bunları yine bütçede gösterilen kamu hizmetlerinin finansmanında kullanma hak ve yetkisini kazanıyor. Bunun yanısıra, Devlet bütçeleri, ekonomideki kaynakların önemli bir kısmının kamu tarafından kullanılmasına yol açıyor olması dolayısıyla milli ekonomi üzerinde; gelirlerin toplanması ve bunların kamu hizmetleri için harcanması aşamalarında gelir dağılımına doğrudan etkileri dolayısıyla da sosyal hayatımızda önemli etkilere sahip.  Bu özellikleri sebebiyle, Devlet bütçeleri, modern maliye teorisinde, kamu gelirleri ile harcamalarının bir arada gösterildiği metin olmanın ötesinde, maliye politikasının etkili bir aracı olarak kabul ediliyor.

 

Ancak, toplumsal hayatımız bakımından bu kadar önemli olmasına rağmen, bütçelere olan ilgi, yapılan haberlere bakılırsa memur maaşlarına yapılacak zam oranları ile sınırlı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 17/Ekim tarihinde Hükümet tarafından  TBMM’ne sunulan 2005 yılı bütçesi ile ilgili olarak, birkaç küçük istisnası dışında toplumdan veya onu temsil eden kuruluşlardan ciddi sayılabilecek bir görüş ortaya atılmadı.

Oysa, anılan bütçe ile 150 Katrilyon lirayı aşan bir kaynağın (milli gelirin 1/3’ü) kamu tarafından kullanılması öngörülüyor. Bunda, bütçedeki harcama kalemleri ( faiz giderleri, personel giderleri, sosyal güvenlik kurumlarına yapılan aktarmalar vb.) üzerinde tasarruf yapılabilmesinin imkansızlığı bir gerekçe olarak ileri sürülebilir. Bunun da ilgisizlikte şüphesiz ki bir payı vardır ancak bize göre ilgisizliğin asıl sebebi, toplumun fertlerinde, bütçe yoluyla harcanan kaynakların sahipliği duygusunun yaratılamaması. Verginin tabana yayılamamasının ve vergiye tabi gelirlerin tam olarak kavranamamış olmasının bunda büyük etkisi var. Oysa, bütçeler yoluyla kullanılan kaynakların sahipleri, toplumun fertleri. Yazımızın başlangıcında, ciddi bir kuruluş tarafından israf edildiğinin açıklandığını belirttiğimiz kaynaklar da onların sahip oldukları ve kamuya vergi ve benzeri yükümlülükler olarak aktarılan kaynaklar. Kaynakların yerinde ve verimli kullanılmasının ya da başka bir ifade ile israfın önlenmesinin yegane yolu da harcamaların denetimi. Evet bugün bütçe harcamaları üzerinde, hem bütçenin hazırlığı aşamasında, hem görüşülmesi aşamasında ve hem de uygulanması aşamasında ayrı ayrı denetimler söz konusu ancak bu denetimlerin israfın önlenmesi için yeterli olamadığı da, bugün geldiğimiz noktada, israf edilen kaynakların büyüklüğüne bakılırsa, çok açık.

 

Kamu kaynaklarının israf edilmesi ve kötüye kullanılmasının önlenmesi için bizce bu konuda bir şeye daha ihtiyaç bulunuyor. O da bu kaynakların kullanımı üzerinde toplumsal denetim ya da kamuoyu denetimi. Esasen söz konusu kamuoyu denetimi, kaynakları verimli kullanma arzusunda olan Hükümetlerin de önemli bir desteği kabul edilebilir. Çünkü, her dönemde kamu kaynaklarını kişisel veya grup çıkarları için kullanmak isteyecek kişiler bulunacaktır. Hükümetlerin bunlarla mücadelede önemli bir desteği kamuoyunun kamu kaynaklarının kullanımı üzerindeki hassasiyeti olacaktır.


Aslında, gerek bugüne kadar kabul edilen çeşitli kanunlardan ( Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun, Bilgi Edinme Kanunu vb.) ve gerekse Hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalardan, Hükümetin kaynakların israfını önleme ve kamu harcamaları üzerinde kamuoyu denetimini gerçekleştirme konusunda bir iradeye sahip olduğunu açık biçimde görüyoruz. Halen uygulanmakta olan 2004 yılı bütçesinin uygulaması ile ilgili açıklamalar da, bu iradenin uygulamaya yansıdığını gösteriyor. Örneğin, 2004 yılının tamamı için öngörülen harcama toplamı 150 Katrilyon lira olmasına rağmen, yılın ilk (9) ayı sonu itibarıyla gerçekleşen harcama tutarı, 101 Katrilyon lira. Öte yandan, yılın tamamı için öngörülen bütçe açığı 45 Katrilyon lira olmasına rağmen, yine ilk dokuz aylık dönemde ortaya çıkan bütçe açığı 21 Katrilyon lira. (Maliye Bakanlığı, Kamu Hesapları Bülteni) Harcama disiplinin yılın geri kalan kısmında da sürdürülmesi durumunda, hem harcamalarda ve hem de bütçe açığında öngörülen tutarların altında kalınacak.

 

Hazırlıklarına geçtiğimiz Haziran ayında Başbakanlık tarafından yayımlanan Bütçe Çağrısı ile başlanan ve Yüksek Planlama Kurulu’nun makroekonomik büyüklükleri ve ödenek teklif tavanlarını belirlediği çerçeve kararı doğrultusunda hazırlanan 2005 yılı bütçe kanunu tasarısı, belirlenecek takvime göre önce Plan ve Bütçe Komisyonunda daha sonra da genel kurulda görüşülecek. Kanun olarak kabul edilen tasarı, Cumhurbaşkanınca onaylanmasının ardından Resmi Gazete’de yayımlanmasını müteakip, 2005 yılı başında yürürlüğe girecek.    

 

 

Mali disiplinin sürdürülmesi, borçların sürdürülebilirliğini sağlayacak faiz dışı fazla verilmesi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği yönünde ortaya koyduğu politikaların hayata geçirilmesi yönünde devam eden çalışmaların hızlandırılarak zamanında sonuçlandırılması, başlatılmış bulunan yapısal reformları kararlılıkla gerçekleştirilmesi gibi öncelikli hedeflere sahip bulunan 2005 yılı bütçesi ile ilgili bazı  temel büyüklükler, aşağıdaki tabloda, 2004 yılı tahmini sonuçları ile birlikte gösteriliyor.

Gelir/gider kalemleri

Yıl sonu itibarıyla tahsili veya harcanması bugünden tahmin edilen  tutarlar (2004, Katrilyon Lira)

Tahsili veya harcanması öngörülen tutarlar (2005, Katrilyon Lira)

Değişim (%)

Açıklama

Bütçe giderleri toplamı

142,6

155,4

8,9

Bütçe giderlerinin 32,4 Katrilyon lirası personel giderleri, 22 Katrilyon lirası sosyal güvenlik kurumlarına yapılacak aktarmalar, 56,4 Katrilyon lirası faiz ödemeleri ve 10,1 Katrilyon lirası da yatırım harcamaları için ayrılmıştır.

Bütçe giderlerinin GSMH içindeki payı

% 33,63

% 32,33

 

 

Faiz giderlerinin bütçe giderleri içindeki payı

39,0

36,2

 

 

Faiz giderlerinin GSMH’ya oranı

13,8

11,7

 

 

Sosyal güvenlik kuruluşlarına  yapılan aktarmalar

18,9

22

 

Üç sosyal güvenlik kuruluşunun bütçe üzerindeki yükleri sürekli artıyor. Örneğin, 2005 yılı için bu artış, SSK’nda % 3,4 ; Emekli Sandığında % 14,1 ve Bağ-Kur’da % 24,5 olacak.

Bütçe gelirleri toplamı

108,6

126,3

16,2

 

Vergi gelirleri

100,4

118,9

18,4

Vergi gelirlerinin 75 Katrilyon liralık kısmı mal ve hizmetler üzerinden alınan vergilerden (KDV ve ÖTV), 30 Katrilyon liralık kısmı kazanç üzerinden alınan vergilerden (Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi)  oluşmaktadır. Bu tutarlar, 2004 yılına göre, KDV ‘nde % 19,6 ; ÖTV’nde % 29,1 ; GV’nde % 26,5 ve KV’nde % 5,8  oranında bir artışı ifade etmektedir.

Vergi dışı gelirler

18,6

19,9

6,9

 

Vergi gelirlerinin faiz giderlerini karşılama oranı

% 58,3

% 47,4

 

Bu oran, 2001 yılında % 103,3 , 2002 yılında % 87 olarak gerçekleşmiştir.

Bütçe açığı

33,9

29,1

 -  36,6

 

Bütçe açığı/GSMH

%  8

%  6

 

 

Bütçe açığı/Bütçe giderleri

%  30,5

%  18,7

 

 

Faiz Dışı fazla (% 6,5)

21,2

24,0

 

 

GSMH (TL)

424,1

480,9

13,4

 

GSMH (USD)

293,3 milyar USD

298,9 milyar USD

% 1,9

 

Büyüme

%  10

%  5

 

 

Vergi yükü

% 23,69

% 24,73

 

Vergi yükünün % 18,2 lik kısmı dolaylı vergilerden, kalan % 6,5 lik kısmı ise dolaysız vergilerden kaynaklanıyor.

İhracat

62 milyar USD

71 milyar USD

%  14,5

 

İthalat

95,5 milyar USD

104,0 milyar USD

 

 

GSMH Deflatörü

8,1

8

 

 

TÜFE

10

8

 

 

TEFE

13,5

8