Page 5 - EY-VG_Subat_2018_v3
P. 5
İthalatı USD’den ihracatı Avro’dan yapıyoruz
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Aralık dâhil verilerini daha yayınlamadı. Ama Kasım verilerinin 2017 yılı için yeterli olacağı
kanaatindeyiz. Bu verilere bakarak USD ile yapılan ithalatın toplam ithalat içinde 122 milyar olarak yer aldığı ve bu tutarın döviz ile
yapılan ithalattaki payının % 58’ini oluşturduğu görülüyor.
Döviz ile yapılan ihracat verilerine bakıldığında ihracatın içinde 68 milyar Avro’nun yer aldığı ve döviz ile yapılan ihracatlar içindeki
payının % 54 olduğu görülüyor. Bir önceki yıl ile mukayese edildiğinde döviz ağırlıklarının aynı olduğu gözlemleniyor.
Bir önceki yıl ile bu yıl arasında dikkat çeken bir konunun, TL kullanımı ile ilgili gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Son birkaç yıldır
serbest bölge uygulamalarında olduğu gibi TL kullanımına ilişkin yönlendirme yapılıyordu. 2017 yılında ihracatta TL kullanımının 2
kat artarak 6 milyar TL’den yaklaşık 13 milyar TL’ye ulaştığı ve toplam ihracat içindeki payının % 1 den % 3’e çıktığı görülüyor.
İthalatta ise bir önceki yıla göre TL kullanımı 14 milyardan 16 milyara çıkmış olup bu tutarın toplam ithalat içindeki oranı % 2 olarak
gerçekleşmiştir.
Dış Ticarette Döviz Cinsleri
2016 2017
Döviz İthalat İhracat İthalat İhracat
Tutar (000) Kullanım Oranı Tutar (000) Kullanım Oranı Tutar (000) Kullanım Oranı Tutar (000) Kullanım Oranı
Avro 70.276.000,13 %39 64.218.503,52 %50 68.114.101,78 %36 68.351.174,91 %54
ABD Doları 111.268.842,40 %56 67.915.976,44 %48 122.219.961,37 %58 56.393.460,69 %39
Türk Lirası 14.274.518,65 %2 6.090.435,24 %1 16.463.645,59 %2 13.373.283,81 %3
Ne yapılmalı?
2017 yılı verilerine göre; ithalattaki artış ihracattaki artıştan Ayrıca, dış ticaretimizde sadece ithalat bağımlılığı sorun teşkil
daha fazla gerçekleşmiş, bu durum ithalata olan bağımlılığımızı etmiyor. Buna bağlı olarak bir de döviz kuru meselesi gündeme
daha da artırmış durumda. Son yıllarda ithalata getirilen geliyor. Aynı miktarda ithalat ve ihracat yapsak bile dövizdeki
tarife ve tarife dışı engellere rağmen ithalatın azalmadığını dalgalanmadan olumsuz olarak etkileniyoruz. Çünkü ithalatımızı
görüyoruz. Aksine ithalata bağlılık giderek artıyor. Bunun ana USD, ihracatımızı Avro yapıyoruz. Bu nedenle, Avro’nun değer
nedeni ithalatın çoğunluğunun hammadde ve girdi olması. kazandığı bir senaryo Türkiye açısından olumlu olurken, USD’nin
Çünkü üretim ve ihracat ile ithalat arasında doğru bir orantı var. değer kazandığı senaryo ise Türkiye açısından göreceli olarak
Daha çok üretmek ve ihraç etmek için daha çok ithalata ihtiyaç olumsuz sonuçlar doğuruyor. 2018’e baktığımızda; i) ABD’de
duyuyoruz. yeni geçen vergi tasarısının sermaye hareketlerinde yaşatacağı
durum ii) ABD’nin faiz artırmaya devam edecek olması iii)
Bu noktada ilk odaklanmamız gereken konu ithal bağımlılığını petrol fiyatlarının artması ve ABD’de güçlü büyüme beklentisi
azaltmak olmalı. Ama bu cümleyi son 50 yıldır kuruyoruz ve gibi USD’nin hem TL hem de Avro karşısında değer kazanma
nasıl olacağına dair fikirlerimiz olsa da hayata geçirmekte halen senaryosu bekleniyor ve bu durum dış ticaretimizi de olumsuz
başarılı olduğumuz söylenemez. Bu nedenle ithalat bağımlılığını etkileyecek gibi duruyor.
veri kabul edip ithalat işlemlerinde daha az maliyetli yapısal
değişikliklere odaklanmak gerekiyor. Bu da bizi Yetkilendirilmiş Petrol fiyatlarının da dış ticaret üzerindeki etkisinden bahsetmek
Yükümlü Statüsü (YYS)’ne götürüyor. Diğer konu ise ithalat gerekir. Uzun süre boyunca düşük global büyüme ve arz fazlası
olamadan ihracatı artıracağımız yeni alanlar. Bunun için de nedeniyle düşük seyreden petrol fiyatları 2017’nin ikinci
doğal bir avantajımız olan lojistik üssü konusu önemli oluyor. yarısında tekrar yükselişe geçti. 2017 yılının Haziran ayındaki
Bunun üzerine daha fazla gitmemiz gerekiyor. dip seviyesinden yaklaşık % 55 artarak 69 USD/varil seviyesine
ulaştı. Türkiye’nin sadece petrol ve petrol türevi ürün ithalatının
En büyük ve önemli dış ticaret ortağımız 2017 yılında da yaklaşık 35 milyar dolar olduğu düşünülürse, buradaki fiyat
AB oldu. Verilere göre, AB’nin dış ticaret hacmindeki payı artışlarının da dış ticaret dengesini olumsuz etkilediği anlaşılıyor.
yaklaşık % 50 civarında. Bu nedenle, dış ticaretimiz açısından
(özellikle ihracat) AB ile olan ekonomik ilişkiler ve bu bölgedeki Sonuç olarak, 2017 yılı dış ticaret verilerine baktığımızda,
ekonomik gelişmeler büyük önem taşıyor. Geçen hafta 2018 yılı görünümünün ithalattaki gelişmelere bağlı olduğunu
karşılıklı açıklamalar AB ile olan ilişkilerin olumluya döneceğini söyleyebiliriz. İhracat artmaya devam edecek gibi görünse de;
işaret ediyor. Buna ilave olarak Euro bölgesindeki ekonomik dış ticaret açığı göstergeleri ve bunları etkileyen faktörler 2018
toparlanmanın ihracat performansımızı ciddi seviyede olumlu yılının daha iyi bir yıl olacağına maalesef işaret etmiyor.
etkileyecek gibi.
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya
Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı
nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.
Şubat 2018 - “Gümrükte Gündem” özel sayısı 5