Page 7 - OTO_2017OcakEylul
P. 7
I. Rakamlarla Türkiye Otomotiv Sektörü
Sektör ve Ekonomi Açısından 2017 Yılının Değerlendirmesi ve 2018 Yılı
Beklentileri
• 2017 Yılı Dünya ve Türkiye Ekonomisine Genel Bir Bakış
2017 yılı dünyada jeopolitik dengesizliklerin devam ettiği bir yıl olsa da, global büyüme verilerinin olumluya gittiği bir sene oldu.
Uzun bir aradan sonra ilk kez bu yıl IMF global büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Büyümenin geri gelmesi ile beraber
gevşek para politikalarının da yavaş yavaş sonuna geliniyor. Türkiye’de ise yılın ilk yarısı mali destek adımları sayesinde büyüme
ivmesinin korunduğu bir yıl oldu. Hem bankacılık kanalından, hem de doğrudan sağlanan vergi destekleri sayesinde temelde iç
tüketim odaklı büyüme devam etti. İhracat performansı da 2017’de büyümeye ciddi destek oldu. Diğer taraftan, cari açık ve dış
borç kaynaklı olarak kurlardaki volatilitenin arttığı bir yıl geçiriyoruz.
• Avrupa Birliği Ülkelerinde Yaşanan Gelişmelerin Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkisi
Avrupa Birliği (AB)’nin ekonomik performansı artık krizden çıkıldığını teyit ediyor. Özellikle Almanya ve Fransa’nın temel
göstergeleri hissedilir seviyede iyileşti. İngiltere’nin AB’den ayrılacak olması, İspanya’daki ayrılıkçı hareket, İtalyan bankacılık
sistemi ve halen sorunlarla boğuşan Yunanistan’ın durumu AB’nin önündeki önemli sorunlar olarak görülüyor. Türkiye açısından
bakıldığında ise, AB’nin dev ekonomisindeki ufak bir iyileşme dahi ihracat ve turizm rakamlarına olumlu yansıyor. Son dönemlerde
bazı AB ülkeleri ile siyasi alanda yaşanan gerginliklerin; ticaret, yatırım, finansman ve turizm alanlarına yayılmadan çözülmesi her
iki taraf için de en doğru adım gibi görünüyor.
• Orta Vadeli Program’ın Ekonomi Üzerindeki Etkisi
Hükümet tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’ın ekonomide beklentilerin yönetilmesi sırasında, ekonomik bir çapa olarak
kullanılması açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Programda temel amaç olarak belirlenen beşeri sermaye ve işgücü
kalitesi, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması ile iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi konularına özellikle vurgu
yapıldığını görüyoruz. Bu konularda atılacak adımların, gerek yerli gerekse yabancı yatırımcılara güven vereceğini ve yatırımlara
ivme kazandıracağını düşünüyoruz.
• Türkiye Ekonomisindeki Yapısal Dönüşümün Dinamikleri
Türkiye ekonomisinde finansman alanında yetersiz tasarruf sorununun öne çıktığını görüyoruz. İç tasarruflar büyümeyi
desteklemeye yetmediği için dışarıdan alınan borç ve cari açık ile büyüme finanse ediliyor. Zorunlu bireysel emeklilik, yastık altı
birikimlerin sisteme sokulması, yurt dışına giden yatırımların içeride tutulabilmesi gibi orta vadeli adımlar yanında; tüketim yerine
tasarruf kültünün benimsetilmesinin gerektiğini görüyoruz. İşgücü tarafında kadınların iş hayatına daha fazla girebilmesi ve tabii ki
eğitim sisteminin çağın gereklerine uygun kalifiye işgücü yetiştirebilmesi konularını da önemsiyoruz.
• 2018 Yılında Ekonomideki Seyri Etkileyebilecek Önemli Başlıklar
2018 yılı Türkiye için çeşitli zorluklar ve fırsatlar barındırıyor. İhracat pazarlarında daha büyük başarıların elde edilmesi için uygun
bir yıla giriyoruz. Benzer şekilde, turizm sektörü için de şartların olumluya döneceği bir yıl olacak. Bütün zorluklara rağmen,
Türkiye’nin büyüme oranları Rusya, Brezilya gibi benzer ülkelere oranla halen oldukça yüksek. Bu da ülkenin cazibesini yüksek
tutmaya devam ediyor. Brexit sonrasında İngiltere ile ticaret sisteminin yenilenecek olması yeni fırsatları beraberinde getirebilir.
Doğudan batıya ticaret yollarının üzerinde olan Türkiye, canlanmakta olan İpek Yolu hattı sayesinde ticaret hacmini artırabilir.
Güneydoğu sınırlarındaki jeopolitik dengesizliklerin azalması veya batı ülkeleri ile olumlu yönde atılacak olası adımlar piyasanın
gidişatını ve hissiyatını olumlu etkileyecektir.
• Otomotiv Sektörünün Türkiye Ekonomisine Katkısı
Otomotiv sektörü üretimde bulunduğu ekonomiye yüksek katma değer sağlayan, teknolojik gelişmeleri hızlandıran, ihracat
kanalıyla döviz geliri kazandıran, müşterisi olduğu birçok sektörün gelişimine katkıda bulunan bir yapıya sahiptir.
Türkiye’de otomotiv sektörünün ekonomiye katkılarını incelediğimizde, kendi bünyesi dışında, hammadde ve yan sanayi ile
pazarlama, bayi, servis, akaryakıt, finans ve sigorta sektörleriyle de yakından ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda 2017
yılında otomotiv sektörü, üretim ve ihracat rakamları ile büyümeye, ihracata ve cari dengeye en çok katkı sağlayan sektörlerden
biri olarak “ekonominin lokomotifi” unvanını taşıyor. 2017 yılında otomotiv sektörü tarafından yaratılan iç pazar, ana ve yan
sanayinin başardığı üretim ve ihracat, tüm sektörün ana oyuncuları ve bağlı sektörleriyle yarattığı önemli istihdam olanağı,
ayrıca gayrisafi yurtiçi milli hasılaya sağladığı katkı, bu unvanı kanıtlar niteliktedir. Ancak, istikrarsız iç pazar koşulları, vergilerde
meydana gelen artışlar, kurdaki yukarı yönlü dalgalanmalar gibi dış etkenler, sektör önündeki engeller olarak karşımıza çıkıyor.
Buna karşılık, Türkiye’de nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı, karayolu ağlarının gelişimi, otomobil sahibi olma isteği, ekonomik
büyüme potansiyeli ve tüketici finansmanı koşullarındaki iyileşme gibi belirleyici faktörler ise araç talebini güçlendirip pazarın
büyüme potansiyelini yükseltiyor.
Serdar Altay
EY Türkiye Şirket Ortağı ve Otomotiv Sektör Lideri
2017 Ocak-Eylül / Otomotiv Sektöründe Gündem 2017 Ocak-Eylül / Otomotiv Sektöründe Gündem 7