Skip to Content

Dolaylı vergilerde yeni bir beyanname: 3 No.lu KDV beyannamesi

Berkay Altunok

1. Dijital ekonomi ile yeni bir dünyaya doğru

Endüstri devrimiyle yanmaya başlayan teknolojik gelişim ateşi 20. yüzyıla gelindiğinde daha da hızlanarak tüm dünyayı sarmış ve daha önce eşi benzeri görülmemiş bir çağ değişimine yol açmıştır. Gelişen teknoloji sadece insan hayatında değil aynı zamanda geleneksel ekonomi kavramlarında da köklü bir değişime ön ayak olmuştur. Başta e-ticaret, eğlence ve bilgiye erişim hizmetleri sağlayan sektörler olmak üzere reklamcılık, ödeme sistemleri ve bulut hizmetleri gibi birçok sektörde elektronik bir transformasyon yaşanarak yeni bir internet/platform ekonomisi veya daha çok duyduğumuz adıyla “dijital ekonomi” ortaya çıkmıştır.

2. Dijital ekonominin Katma Değer Vergisi Kanunu yönüyle incelenmesi

İnternet, yapısı gereğince sunduğu düşük maliyet, kullanım kolaylığı ve erişilebilirlik gibi elementleri sayesinde yeni kazanç kaynakları ortaya çıkartmakta ve elektronik ortamda sağlanan hizmetlerin çeşitliliği her geçen gün artmaktadır. Ancak geleneksel ekonomi üzerine hazırlanmış mali mevzuatlar ve Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun temel yapı taşlarını oluşturan vergi tarhı, vergi sorumlusu ve mükellefiyet gibi kavramlar, globalleşen dünya ve dijital ekonominin büyümesi gibi etmenler karşısında yetersiz kalmıştır. KDV Kanunu’nda benimsendiği üzere destinasyon ilkesi gereğince mal tesliminin veya hizmet ifasının gerçekleştiği ülkede vergilendirilmesi gerekmektedir. Ancak elektronik ortamda sağlanan hizmetlerin İdareler tarafından tespit edilmesi ve denetlenmesi konusunda güçlükler yaşandığı için uzun bir süre boyunca söz konusu hizmetler vergilendirmeye tabi tutulmamış ve Türkiye’nin KDV matrah tabanı aşınmaya devam etmiştir.

KDV Kanunu’nun 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında Türkiye’de mukim olmayan firmaların kazançlarının vergilendirilmesine yönelik olarak sadece aşağıdaki ibare yer almaktaydı: “Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.”

Bu düzenlemeye göre Türkiye’de KDV mükellefi olmayan kişilerden KDV doğuracak bir hizmet alındığı zaman hizmeti alan kişinin, KDV mükellefi olsun ya da olmasın, 2 No.lu KDV beyannamesi vererek sorumlu sıfatıyla beyan ederek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyordu. Ancak vergi sorumlularının konudan bihaber olması veya işleyen bir denetim sisteminin olmaması vergilendirilmeyen kazançları ortaya çıkarmaktaydı.

Bu kapsamda konunun çözüme ulaşması amacıyla 5 Aralık 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7061 sayılı “Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile KDV Kanunu’nun vergi sorumlusu başlıklı 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir:

“Şu kadar ki Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisi, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödenir. Maliye Bakanlığı elektronik ortamda sunulan hizmetlerin kapsamı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Bu hizmeti sunanların vergi sorumlusu olarak belirlenmesi ile hem karışıklıkların önüne geçilmesi hem de takip sisteminin daha düzenli bir şekilde ilerlenmesi hedeflenmiştir. KDV Kanunu’nun 9’uncu maddesinde yapılan değişikliğe yönelik usul ve esasları belirlemek amacıyla da 31 Ocak 2018 tarihli Resmî Gazete’de Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 17) yayımlanmıştır.

3. 3 No.lu KDV Beyannamesine yönelik detaylar:

Usul ve esasları belirleyen Tebliğ’de Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayıp, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere bir bedel karşılığında elektronik ortamda hizmet sunanların, bu hizmetlere ilişkin KDV’yi, “Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti” tesis ettirmek suretiyle beyan edeceği hüküm altına alınmıştır.

Söz konusu hizmet sunucularının bu işlemlere ilişkin KDV’yi, 3 No.lu KDV beyannamesi ile elektronik ortamda beyan etmesi gerekmektedir. Bu kapsamdaki hizmet sunucularının, ilk kez verecekleri 3 No.lu KDV beyannamesini vermeden önce, Gelir İdaresi Başkanlığının “www.digitalservice.gib.gov.tr” adresinde yer alan formu doldurmaları gerekir. Söz konusu formun elektronik ortamda doldurulup onaylanması üzerine, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı nezdinde, hizmet sunucusu adına “Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti” tesis ettirilir.

Bu kapsamdaki mükelleflerden ayrıca işe başlama bildirimi aranmaz. Mükellefiyet tesisi üzerine internet vergi dairesinde işlem yapılabilmesi için mükellefe kullanıcı kodu, parola ve şifre verilir.

Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti tesis ettirenlerin, herhangi bir had ile sınırlı olmaksızın beyannamelerini 213 sayılı Kanunun mükerrer 227’nci maddesi uyarınca meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu kapsamında olmamaları uygun görülmüştür.

Elektronik hizmet sunucusunun açıkça belirtilmediği ve bu durumun taraflar arasındaki sözleşmeye yansıtılmadığı, düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde hizmete ve elektronik hizmet sunucusuna ilişkin bilgilere açıkça yer verilmediği hallerde, elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin KDV, elektronik hizmet sunumuna aracılık edenler tarafından beyan edilip ödenir.

Öte yandan, müşteriden bedel talep etme, söz konusu hizmete ilişkin genel şartları belirleme yetkisi veya hizmeti ifa etme yükümlülüğü bulunanlar, elektronik hizmet sunucusu olarak kabul edilir.

Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti kapsamında bulunanlar, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sundukları hizmetler için, bu hizmetlerin tabi olduğu oranda KDV hesaplarlar. Bedelin döviz olarak hesaplanması halinde döviz, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği günkü Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilir. Merkez Bankasınca Resmî Gazete’de ilan edilmeyen dövizlerin Türk parasına çevrilmesinde ise cari döviz kuru esas alınır.

Beyanı gereken herhangi bir işlemin olmaması halinde, ilgili döneme ilişkin beyanname verilmesine gerek yoktur. Beyan edilen KDV’nin, beyannamenin verilmesi gereken ayın 26’ncı günü akşamına kadar ödenmesi gerekir. Ödeme; vergi dairelerine ve tahsile yetkili bankalara yapılabileceği gibi, Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden tahsile yetkili bankaların banka kartı veya kredi kartı ile de yapılabilir.

Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti kapsamında beyan edilen hizmetlere ilişkin olması şartıyla, Türkiye’de KDV mükellefiyeti bulunanlardan temin edilen mal ve hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen KDV’nin, bu kapsamda beyan edilen işlemlere isabet eden kısmının KDV Kanunu’nun 29/1’inci maddesi kapsamında indirim konusu yapılması mümkündür.

Ayrıca bu düzenlemeler kapsamında elektronik ortamda hizmet sunanların beyan yükümlülüklerine uymamaları halinde Vergi Usul Kanunu kapsamında vergi cezalarının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

4. Sonuç

Gelişen ve değişen teknolojilerle birlikte ortaya çıkan dijital ekonomi beraberinde yeni önlemlerin alınması ihtiyacını doğurmuştur. Yukarıda da bahsedildiği üzere geleneksel ekonomiye uyarlanarak hazırlanmış mali mevzuatlar, teknolojinin ve ekonominin evrimine ayak uydurmak zorunda kalmıştır.

Türkiye’nin KDV matrah tabanının aşınmasının önüne geçmek adına gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Söz konusu koşulların devamlılığının sağlanması adına mevcut sistemlerin geliştirilmesi, elektronik ortamda sağlanan hizmetlere yönelik takip araçlarının güncellenmesi ve etkin bir şekilde işleyebilecek denetim mekanizmalarının sağlanması amacıyla gerekli adımların atılması gerekmektedir. Vergilendirilmeyen hizmetlerin tespiti amacıyla sektör bazında bir araştırma yürütülerek bir veri havuzu oluşturulması ve riskli hizmet sektörlerinin belirlenmesi büyük önem arz etmektedir.

Kaynakça:

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 17)

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.