Yüksek enflasyon döneminde yeniden değerleme

Abdulkadir Kahraman | 05/07/2021 | (Tüm Yazılar)

Ülkemizde son yıllarda ortaya çıkan enflasyon yeniden değerlemeyi tekrar gündeme getirdi.

2004 yılında Vergi Usul Kanunu (“VUK”) kapsamına alınan “enflasyon düzeltmesi” öncesinde “yeniden değerleme” 21 yıl boyunca uygulanmıştı. Yeniden değerlemenin vergi mevzuatına girmesi, enflasyonist ortamda elde edilen ticari kazançların safi tutarının belirlenmesinde enflasyon kaynaklı değer kayıplarının bir ölçüde telafi edilmesiydi. Bu gayeyle, ticari işletmelerin aktifinde bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetler ile bu kıymetlere ait birikmiş amortismanların, enflasyondan kaynaklanan değer kayıpları yeniden değerleme oranı ile artırılarak kayıpların gideriliyordu. Bunun içinde bir vergi ödenmiyordu.

Yeniden değerleme uygulaması, “enflasyon muhasebesi / düzeltmesi” uygulamasının yürürlüğü girmesiyle sonlandı. Enflasyon düzeltmesi ise ilk ve son defa 2004 yılında yapıldı. Sonraki yıllarda yapılamadı. Çünkü “enflasyon düzeltmesi” ancak ve ancak fiyat endeksindeki artışın (Yİ-ÜFE) cari vergilendirme dönemi dahil olmak üzere son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde de %10'dan fazla olması şartına bağlı. Cumhurbaşkanı %100’ü %35’e indirme; %10’u ise %25'e kadar çıkarma yetkisine sahip. Bu yetki ise hiç kullanılmadı. Son üç yıldaki ÜFE endeksinin 2018 Aralık ile 2020 Aralık dönemi fiyat değişimi %34,36 olarak gerçekleşti. Ocak 2012 - Haziran 2021 dönemindeki endeks artışı ise %329,56.

Yeniden değerlemenin faydası ne?

Yeniden değerleme ne işe yarıyor? Özetle yeniden değerleme iktisadi kıymetlerin net aktif değerini artırıyor. Diğer bir deyişle, itfa olmamış iktisadi kıymetlerin net defter değerleri fiyat endeksindeki artış kadar artırılarak bu varlıkların maliyetleri güncelleniyor.

Enflasyon düzeltmesi sonrası ilk yeniden değerleme Mayıs 2018’de VUK’nuna eklenen geçici 31’inci madde ile geri geldi. Gerekçesi, VUK’nun mükerrer 298’inci maddesindeki enflasyon muhasebesi uygulamasının en son 2004’de yapılmış ve sonraki yıllarda enflasyon muhasebesinin şartlarının oluşmaması işletmelerin aktiflerindeki maddi duran varlıklar tarihi maliyetle bırakmış olması gösterildi.

Düzenlemeyle bilanço esasına tabi tam mükellef gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin aktiflerinde yer alan taşınmazların ve amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerin değerlerinin Yİ-ÜFE değerindeki artış katsayısı ile yeniden değerlenmesine imkanı verildi.

İkinci yeniden değerleme dönemi

7326 sayılı Kanun değişikliğiyle VUK geçici 31’e bir fıkra eklenerek aktife kayıtlı “taşınmazlar” dışında “amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler” de kapsama alınarak 31.12.2021’e kadar yeniden değerleme yapılmasına imkân verildi. İsteyen mükellefler %2 vergi ödeyerek yeniden değerleme yapabilecek.

2018 ve 2021 uygulaması arasındaki farklar:

Kapsam

Vergi Oranı

2018 Taşınmazlar (“Arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler)

 

%5

2021    Taşınmazlar

Amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler (makine teçhizat, taşıtlar, demirbaşlar, haklar vb.)

 

%2


Düzenleme gerekçesi, “ticari işletmelerin aktifinde bulunan amortismana tabi maddi duran varlıkların ile bu varlıklara ait birikmiş amortismanların enflasyonist ortamdaki değer kayıplarını yeniden değerleme oranı ile değerlemek suretiyle giderilmesi” şeklindedir.

Kim yararlanır, kim yararlanamaz?

Yaralananlar

Yaralanamayanlar

  • Bilanço esasına göre defter tutan “tam mükellef”;
    1. Gelir vergisi mükellefleri
    2. Kurumlar vergisi mükellefleri

 

  • Dar mükellefiyete tabi mükellefler

 

  • İşletme hesabı (zirai işletme hesabı dâhil) esasına göre defter tutan mükellefler

 

  • Serbest meslek kazanç defteri tutan serbest meslek sahibi mükellefler

 

  • Finans ve bankacılıkla uğraşa mükellefler

 

  • Sigorta ve reasürans şirketleri

 

  • Emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları

 

  • Devamlı olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler

 

  • VUK gereği yasal defter ve kayıtlarını dövizle tutmalarına izin verilen mükellefler


Diğer taraftan, bilanço esasına göre defter tutan tam mükelleflerden amortismana tabi iktisadi kıymetler ile taşınmazları “emtia” olarak alım-satıma konu edenler, emtia niteliğindeki bu varlıkları için “yeniden değerleme” yapamazlar. Yapan mükelleflere ihtirazi kayıtla beyanname vermeleri tavsiye olunur.

Avantajı ne?

Genel olarak iktisadi işletmeye dahil taşınmazlar ve iktisadi kıymetlerin satışı ve kiralanmasından sağlanan kazançlar verginin konusuna girer. VUK 329’uncu maddesindeki “yenileme fonu”, “kurumların en az iki tam yıl aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançlara sağlanan %50 istisnası gibi uygulamalar bu ilkeden sapmalardır. Bu istisnalarda da elden çıkarma halinde elde edilen kazanca uygulanabilmektedir.

Yeniden değerleme ise hem bu varlıkların maliyetini artırıp amortisman yolu ile itfa edilmemiş kısımları için değerlenmiş bedeller üzerinden itfa edilmelerine, hem de elden çıkarma halinde değerlenmiş maliyetlerinin kullanımına imkan vermektedir. Dolayısıyla, kapsamdaki varlıkların “yeniden değerlenmesi”, şartları taşıyan şirketlere %2 maliyet ile “vergi planlama seçeneği” sunmaktadır.

Düzenlemeden yararlananlar %2 vergiyi şimdi ödemek suretiyle gelecekte bu varlıkların elden çıkarılmasında vergi avantajına sahip olacaklar. Örneğin net aktif değeri olan ve yeniden değerlenen bir taşınmazı 2021’de elden çıkaran bir tam mükellef %2 vergi ödeyerek artırılan maliyet nedeniyle 2021 için %23 (%25-%2=), 2022’de ile %21 (%23-%2=), sonraki yıllarda vergi oranı %20’de kalırsa %18 (%20-%2=) kurumlar vergisi tasarrufu sağlarken; taşınmaz sahibi gelir vergisi mükellefi olursa bu tasarruf %38’lere (%40-%2) varan marjinal vergi avantajı yaratabilecektir.

Hangi taşınmaz kapsamda?

Özellikle faaliyeti taşınmazların alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların aktiflerindeki “emtia niteliğinde olmayan” taşınmazları (özellikle kiralamaya konu ettikleri taşınmazları) için yeniden değerleme yapmaları önemli bir vergi planlaması olabilir. Özellikle itfa edilmesine daha uzun yıllar olan taşınmazlar için yeniden değerleme daha anlamlı olmaktadır.

Örneğin 31.12.2011’de aktife giren bir taşınmazın Haziran 2021 itibariyle yeniden değerleme katsayısı 3,30 (%329,56) tespit edilmektedir. Söz konusu katsayı ile yeniden değerleme yapan mükellefler, taşınmazın yeniden değerleme sonrası net bilanço aktif değerinden, yeniden değerleme öncesi net bilanço aktif değerini çıkarmak suretiyle değer artışı hesaplayıp değer artışı üzerinden %2 oranında hesaplanan vergi tutarını kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine yeniden değerleme işleminin yapıldığı tarihi izleyen ayın 25’inci günü akşamına kadar beyan edip ödemesi gerekmektedir.

Düzenleme faaliyetleri taşınmaz alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşan kurumların aktiflerinde kayıtlı emtia dışı taşınmazlar için bir avantaj olabilir. Bu işletmeler özellikle kiralamaya konu ettikleri taşınmazları yeniden değerlemeye tabi tutmak suretiyle önemli bir vergi kalkanına sahip olabilecektir.

Yeniden değerleme seçimlik hakkından yararlananlar peşinen %2 ödeyip, gelecekteki olası kazançlar için vergi kalkanına sahip olabilirler.Ancak işletme sermayesi ihtiyacı olan şirketler bu analizi iyi yaparak karar vermelidir. Ancak bu imkan için mükelleflerin işletme sermayelerinin güçlü olması gerektiği kanaatindeyiz.

Ancak üretim faaliyeti süren ve söz konusu varlıkları üretimlerinde kullanan işletmeler açısından bu düzenlemenin kısa vadedeki avantajı amortisman bazındaki artış ile sınırlı olacaktır.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.