İhracatçıya 2 iyi 1 kötü haber

Sercan Bahadır | 07/11/2017 | (Tüm Yazılar)

Bu hafta 10 Kasım haftası. Yazıya başlamadan önce babası bir gümrük memuru olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü de özlem ve saygı ile andığımı ifade etmek istiyorum.

Geçen hafta yani 1-3 Kasım tarihleri arası “ihracat haftası” idi. İhracatın önemini vurgulamak ve ihracatçının sorunlarına çözüm aramak, dış ticaretteki modern uygulamalara dikkat çekmek ve ihracatçılarımız ile yabancı satın alma temsilcilerini bir araya getirmek amacıyla Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda bu haftada bir dizi konferans düzenlendi. Bir nevi çalıştay niteliği taşıyan bu organizasyonda ihracata dair birçok konu konuşuldu. Etkinliğe kamu ve özel sektör tarafından geniş bir katılım sağlanması, ihracata verilen önemi bir kez daha gösterdi.

Bu kapsamda TİM tarafından ihracatçıların 10 temel sorununa çözüm üretmek adına bir çalışma yapıldı ve beklentiler dile getirildi. Kamu tarafından dile getirilen bu sorunlara ilişkin olumlu geri dönüşler alındı. Ama aynı hafta ihracatçılar nezdinde bir de olumsuz gelişme yaşandı.

Birinci iyi haber: Gümrük Birliğinin güncellenmesi dikkate alınıyor

Bildiğiniz üzere, en büyük ve önemli ihracat pazarımız Avrupa Birliği (AB)’dir. İhracatımızın yaklaşık % 50’si AB ülkelerine yapılıyor. Ekim ayı tüm aylar içerisinde en fazla ihracat yapılan ay olarak tarihe geçti ve % 15,6 artışla 13,5 milyar USD’ye yükseldi. Bu ay içinde ihracat yaptığımız ülkelere bakıldığında ilk iki sırayı AB ülkelerin aldığını görüyoruz. Bu nedenle, ihracatçı açısından AB ile olan ekonomik ilişkiler büyük önem taşıyor. Nitekim TİM tarafından iletilen 10 sorundan bir tanesi de gümrük birliği güncellenmesiyle ilgiliydi.

Hükümet yetkilileri tarafından ihracat haftasında ihracatçıların bu sorununun dikkate alınacağı ve AB ile olan ilişkilerde ekonomik gündemin öne çıkarılacağı belirtiliyor. Önümüzdeki aylarda AB ile sadece gümrük birliği güncellenmesi değil başka iş birlikleri için de adımlar atılacağı ifade ediliyor. İhracatının en önemli pazarı ile ekonomik ilişkilerin ön plana çıkıyor olması olumlu bir gelişme olarak görülüyor.

İkinci iyi haber: Gümrük işlemlerinde her aşama elektronik olarak takip edilebilecek

İkinci güzel haber ise; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından geçen hafta yürürlüğe konulan Gümrük Eşya Takip ve Analitik Performans Programı [GET-APP]. Gümrük işlemi yapan ithalatçı ve ihracatçı firmaların kendi işlemleri hakkında doğru ve hızlı bir şekilde bilgi edinebilmeleri için bu uygulama büyük önem taşıyor. Program vasıtasıyla eşya sahibi, eşyasının gümrükte hangi aşamada olduğu, eşyanın bulunduğu yeri ve işlemlere yönelik süreleri anbean görüyor olacak.

Programdan yararlanmak isteyen ithalatçı ve/veya ihracatçı firmalar, Bakanlık web sayasında yer alan GET-APP üzerinden başvuruda bulunacaklar. Firma adına başvuruyu, Yükümlü Kayıt ve Takip Sisteminde kayıtlı, firmayı doğrudan temsile yetkili kişi yapacak. Başvuru sahibinin şirketi temsile yetkili olup olmadığı sistem tarafından Yükümlü Kayıt ve Takip Sisteminden kontrol edildikten sonra, firmaya otomatik olarak bir kullanıcı kodu tanımlanacak. Belirlenen kullanıcı kodu, Yükümlü Kayıt ve Takip Sisteminde kayıtlı firma e-posta adresine iletilecek. Söz konusu kullanıcı kodu firmaya tanımlanacak. Firma, en fazla 5 kişiye program kullanım yetkisi verebiliyor. Kullanıcı kodunun üçüncü şahıslarla paylaşılması, çalınması, iptal edilmesi gibi hususlardan ilgili firma sorumlu oluyor. Kullanıcı kodlarının iptali ve şifre değiştirme işlemleri de program üzerinden yapılıyor.

Bu program gümrükte iş yapan iş sahiplerine gümrük işlemleri ile ilgili tam bilgiye ulaşma imkanı sağlıyor. Böylece şirketler gümrük işlemleri ile ilgili her aşamaya vakıf olacakları için, gümrükleme sürecinde yaşanan gecikme veya olumsuz durumun nereden kaynaklandığını da bilebilecekler. Özellikle işlemlerin hızı eşya açısından önemli olan sektörlerde iş geliştirme fırsatı da veriyor olacak.

Kötü haber: İhracata ek bir mali yükümlülük getirildi

İhracat haftasında TİM tarafından dile getirilen en önemli konularından birisi de “gümrüklerde mesai saatleri dışında yapılan işlemler için ödenen ek bedellerin kaldırılması” konusu idi. İhracatçı açısından ihracat işlemlerinin kısa sürede ve gümrük maliyeti en düşük seviyede gerçekleşiyor olması, ihracat pazarında rekabet gücümüzü arttırma açısından önemli. Nitekim kamu tarafından yapılan açıklamalarda bu konunun üzerine gidileceği ifade edildi. Bu konuda da “ordino” masraflarının kalkacağı dile getirildi.

Ancak ihracat haftasında bu konular dile getirilirken, 1 Kasım 2017 tarihi itibarıyla TİM nezdinde oluşturulan Türkiye Tanıtım Grubunun gelirlerini oluşturmak için, ihracat işlemleri üzerinden bir kesinti yapılmasına yönelik uygulama yürürlüğe girdi. Bunun için, altın-mücevherat (71. Fasıl), demir-çelik (72. ve 73. Fasıl) ve otomotiv için % 0,005 (yüz binde beş); diğer ürün grupları için ise % 0,01 (on binde bir) oranında olmak üzere kesinti yapılacak.

İhracat, ekonomimiz açısından hayati önem taşıdığı için çok hassas olan bir alan. En az maliyet ile ihracat işlemlerini gerçekleştirmek hedefleniyor. Çünkü istihdam, büyüme, kur gibi temel ekonomik göstergelerimizi gerçekleştirmenin, ihracat performansımız ile doğrudan ilişkisi bulunuyor. Bu nedenle küçük maliyet artışları bu performansı gerçekleştirmek için önemli oluyor. İhracat için en küçük maliyetlerin tartışıldığı haftada bu düzenlemenin yürürlüğe girmesine anlamak gerçekten zor oluyor.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.