Donald Trump’ın vergi reformu, kendi tabiriyle “olağanüstü” unsurlar içerecek mi?

Elif Karaca | 24/02/2017 | (Tüm Yazılar)

Kısa süre önce çok yakında kapsamlı bir vergi reformu açıklayacağını belirten Donald Trump, adı başkanlık için anılmaya başladığından bu yana sıklıkla eski ABD başkanlarından Ronald Reagan ile kıyaslandı. Bu yönde yapılan kıyaslamaların en büyük iki nedeni ise seçilmeden önce de tanınan ünlü isimler olmaları ve işçi sınıfı içerisinde popülaritelerinin yüksek oluşuydu. Trump şimdi de açıklaması beklenen vergi reformu konusunda yine Reagan ile kıyaslanıyor. Çünkü planlanan vergi indirimlerinin Reagan döneminden bu yana görülen en büyük vergi reformunu ortaya koyacağı söyleniyor.

Reagan döneminin vergi reformunun mimarlarından olan Bruce Bartlett’e göre, o dönem vergi oranları gerçekten çok yüksekti ve düşürülebilecek marj mevcuttu. Savaş sonrası dönemin yüksek vergi oranları John F. Kennedy tarafından sadece kısmen aşağı çekilmişti. En yüksek gelir vergisi oranı yüzde 70 seviyesinde yer alıyor, yüksek enflasyon işçileri daha yüksek vergi dilimlerine doğru kaydırıyordu. Tax Policy Center’a göre, 1972’de yüzde 9,1 olan orta gelirli dört kişilik bir ailenin yükümlü olduğu ortalama federal gelir vergisi oranı 1981’de yüzde 11,8’e ulaştı. Aynı dönemde, gelirin son birimine uygulanan vergi oranı olarak tanımlanan marjinal vergi oranı da yüzde 19’dan yüzde 24’e çıktı. Buna karşılık 2014 verilerine göre, orta gelirli bir aile için ortalama vergi oranı yüzde 5,3, marjinal vergi oranı ise yüzde 15 seviyesinde. Enflasyon oranı çok düşük ve hiç kimseyi daha yüksek vergi dilimlerine doğru kaydırmıyor.

Maliyetleri de yüksek olabilir

Trump yönetiminin açıklaması beklenen değişikliklerin bütün ABD vatandaşlarının gelir vergilerini aşağı çekeceği, ancak en yüksek vergi oranının yüzde 39,6’dan yüzde 33’e düşeceği tahmin edildiğinden özellikle varlıklı kesimin çıkarına olacağı yorumları yapılıyor. Vergi alanında araştırmalar yapan düşünce kuruluşu Tax Foundation’ın analizine göre, yüzde 1’lik gruba giren en zengin ABD’lilerin vergi sonrası gelirlerinde yüzde 5,3 artış gerçekleşecek. Sorumlu Federal Bütçe Komitesi (CRFB) de Trump’ın planı üzerine yaptığı değerlendirmede, yapılacak indirimlerin borçlarda belirgin bir yükselişe neden olacağı uyarısında bulundu. CRFB, kurumlar vergisinin de yüzde 35’ten yüzde 15’e çekilmesini öngören planın 10 yıllık maliyetinin kabaca 9,25 trilyon doları bulmasını, borçlarda da faiz maliyetleri dahil edildiğinde 11,2 trilyon dolarlık artışa neden olmasını bekliyor.

Aralarında Reagan yönetimi yetkililerinden Larry Kudlow’un da bulunduğu vergi indirimi taraftarları, düşük vergilerin daha yüksek ekonomik büyümeyi beraberinde getirdiği görüşünde. Tax Foundation’ın gerçekleştirdiği 26 çalışmanın 23’ü, yüksek gelir grubundakiler ve kurumlar üzerindeki ağır vergilerin büyümeye zarar verdiğini, vergi indirimlerinin ise inovasyon ve yatırımları artırdığı yönünde sonuç veriyor.

Reagan dönemi vergi reformunun sonuçları

Peki, Regan döneminde yapılan vergi indirimleri gerçekten ekonominin performansını yükseltmiş miydi? Yapılan bir araştırmaya göre, incelenen 10 ekonomik değişkenin 8’i Reagan’ın başkanlığı sırasında (1981-89) ekonominin, Reagan öncesi ve sonrası döneme göre daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Ford-Carter döneminde ortalama yüzde 2,8, Bush-Clinton döneminde yüzde 2,1 olan reel ekonomik büyüme oranı Reagan yıllarında ortalama yüzde 3,2 seviyesindeydi. Reagan öncesi hiç artış görülmeyen orta sınıftaki bir ailenin geliri Reagan döneminde 4.000 dolar artarken, daha sonraki dönemde yaklaşık 1.500 dolar azaldı. Faiz oranları, enflasyon ve işsizlik Reagan döneminde daha hızlı düştü. Reagan döneminde daha kötü performans gösteren tek önemli ekonomik gösterge ise 80’li yıllarda hızla azalan tasarruf oranları oldu. Ancak o dönemde pek çok göstergenin güçlü olmasına karşın, izlenen ekonomi politikalarının doğurduğu bazı sonuçları da atlamamak gerekiyor. Gelir eşitsizliği hiçbir başkanın döneminde o yıllardaki kadar hızlı artmadı. Bütçe kesintilerinin başka sosyal maliyetleri de oldu. Yoksullara yönelik programlardan tasarruf eden Reagan sadece ilk yılında kamusal konut bütçesini yarı yarıya düşürdü. Evsizlerin sayısı çok ciddi bir artışla 80’lerin sonunda 1,2 milyon kişiye ulaştı ki bu bugünkü sayının iki katının bile üzerindeydi.

Sınır vergisinin rolü önemli

Bu arada üzerinde çalışılan ve Trump yönetiminin bu yönde göstereceği çabaların başarısında belirleyici rol oynayacağı belirtilen sınır vergisiyle 10 yıl içinde 1,4 trilyon dolarlık yeni gelir elde edileceği ifade ediliyor. Bu rakam Trump’ın en çok yapmak istediği altyapı yatırımları ve askeri modernizasyon için ihtiyaç duyduğu miktara çok yakın. Tasarıya göre sınır vergisiyle ABD’li şirketlerin ihracat gelirlerine vergi istisnası tanınırken, ithalata yüzde 20 vergi uygulanıp ithalat maliyetlerinin vergilendirilebilir kazançtan düşülmesinin engellenmesi sağlanacak. Bazı uzmanlara göre, açıklanacak paketin sınır vergisini içermemesi halinde, Trump’ın vergi paketi öyle kendi tabir ettiği gibi “olağanüstü” bir şey olmayıp plandaki orijinal halinden çok daha dar kapsamlı kalacak. ABD’nin vergi politikalarında değişiklik olsa da nihai sonuç çok da çarpıcı olmayacak.

Bütün politika değişiklikleri istenmeyen ekonomik ve siyasi sorunları da beraberinde getirir. Nihayetinde büyük değişiklikler yapıyorsanız bütün tarafları da mutlu etmeniz zor, günün sonunda birilerinin kaybeden tarafta olma ihtimali yüksek.

(Yazıda yer alan bazı veri, beklenti ve değerlendirmeler bağımsız, tarafsız ve kar amacı gütmeyen kurumlar olarak bilinen Tax Foundation, Tax Policy Center ve CRFB’den alıntıdır.)

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.