2015’in vergi rekortmenleri

M. Fatih Köprü | 24/07/2016 | (Tüm Yazılar)

Her yıl olduğu gibi bu yıl da gelir ve kurumlar vergisi rekortmenleri açıklandı. Önceki yıllarda en çok gelir vergisi beyan eden mükellefler kira ve diğer gelirler olarak iki farklı liste halinde açıklanırken, bu yıl gelir türüne bakılmaksızın gelir vergisi mükellefleri için tek bir liste bulunuyor. Diğer listede ise yine en çok kurumlar vergisi ödeyen 100 şirket yer alıyor.

Gelir vergisi

Gelir İdaresi Başkanlığı bu listeleri açıklarken aynı zamanda 2015 yılına ilişkin olarak verilen toplam beyanname sayısı ile beyan edilen matrahlar ile tahakkuk eden vergi tutarlarını da duyurdu. Buna göre gelir vergisi beyannamesi veren mükellef sayısı yaklaşık 3,3 milyon kişi.

Bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden gelir vergisinin ise toplamda 15,4 milyar lira olduğunu görüyoruz. Geçen yıla göre tahakkuk eden vergi yaklaşık yüzde 14 oranında artmış.

Gelir vergisinde ilk 100

Gelir vergisinde ilk 100’e baktığımızda, yanlarındaki açıklamalardan, genel olarak şirketlerden kâr payı veya menkul kıymetlerden gelir elde eden kişilerle, kira geliri elde edenlerin yer aldığı görüyoruz. Bunların dışında birkaç sanatçı ve avukat ile ticaret erbabı da listede yer alıyor. İsminin açıklanmasında sakınca görmeyen mükelleflerin (49 kişi) 2015 yılı vergisi yaklaşık 484 milyon lira.

Listeye girmekle birlikte vergi dairesine isminin açıklanmaması talebinde bulunan kişilerin sayısı ise her geçen yıl artıyor. Nihayet bu yıl çoğunluğu ele geçirmişler! 100 mükellefin 51’i isminin açıklanmasını istemiyor. Bu listelere girebilmek aslında sizce de övünülmesi gereken bir şey değil mi?

Sadece beyanname verenler

Açıklanan rekortmen listeleri, ne mükelleflerin gerçek gelirlerini ne de gerçekte ödenen vergileri gösteriyor. Çünkü bu listede sadece beyanname veren mükelleflere yer veriliyor.

Oysa vergi sistemimizde beyan edilme zorunluluğu olmayan birçok gelir türü var. Bunlardan genellikle kaynakta vergi kesiliyor (tevkifat). Başta ücretler olmak üzere, mevduat faizi, repo kazancı, devlet tahvili ve hazine bonosu faizleri ve alım satım kazançları bu listelerde yer almıyor. Bunlara bir de kayıt dışı ekonomiyi eklersek, gelir vergisinin neden bu kadar az olduğunun temel nedenlerini saymış oluruz.

Bütçeye baktığımızda da tevkifat konusunda ne demek istediğimiz daha rahat anlaşılacaktır. 2015 bütçesinde gelir vergisi 82,3 milyar lira olarak yer alıyordu, 85,8 milyar lira olarak gerçekleşti. Gerçekleşen rakamın 3,7 milyar lirası sadece beyanname yoluyla beyan edilen ve ödenen gelir vergisinden oluşuyor. 79,9 milyar lirasını ise kesinti yoluyla ödenen vergiler oluşturuyor. Kalan kısım geçici vergi ve basit usule ilişkin gelir vergisi.

Oransal olarak bakılırsa, toplam gelir vergisinin yüzde 93’ü kaynakta kesilen vergilerden oluşuyor. Ancak bu gelirler beyan edilmediği için, bu kişiler ne kadar fazla vergi ödemiş olurlarsa olsunlar Bakanlıkça açıklanan listeye giremiyorlar.

Kurumlarda ilk 100

Nisan ayında kurumlar vergisi beyannamesi veren mükelleflerin sayısı ise 672 bin 579 olarak açıkladı. Bu mükellefler 205,9 milyar lira matrah beyan ederken, tahakkuk eden kurumlar vergileri ise yaklaşık 39 milyar lira olarak gerçekleşmiş. Tahakkuk eden vergide geçen yıla göre sadece yüzde 2 oranında bir artış gözleniyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı gelir vergisi rekortmenlerinin yanında en çok vergi beyan eden 100 kurumlar vergisi mükellefini de açıkladı. Bunların içerisinde de (gelir vergisi mükellefleri kadar olmasa da) unvanının açıklanmasını istemeyenlerin olduğunu görüyoruz. Sayılarında geçen yıla göre bir artış var. Geçen yıl 17 mükellef iken bu yıl 100 rekortmenden 22’si unvanının açıklanmasını istememiş.

Üçte biri rekortmelerden

100 kişilik listeden unvanını ve beyan ettiği vergisini görebildiğimiz 78 kurumun toplam tahakkuk eden kurumlar vergisi 12,2 milyar lira civarında.

Buna göre ilk yüze giren mükelleflerin kurumlar vergisi, Türkiye genelinde tahakkuk eden toplam 39 milyar liralık kurumlar vergisinin yüzde 31’ine tekabül ediyor. Listedeki 100 mükellefin hepsinin ödediği vergi görülebilseydi, bu oran daha da yükselecek ve yaklaşık yüzde 34’e çıkacaktı.

Yani ilk 100 şirket toplam kurumlar vergisinin üçte birini öderken, geri kalan üçte ikilik vergiyi, yaklaşık 672 bin şirket ödüyor. İlk yüz firma, hatta isimleri açıklanmayan belki ilk bin 500 firma açısından bu durum bir gurur tablosu olsa da, asıl önemli olan diğer 670 binden fazla firmanın durumunun içler acısı olması.

Bu durumu gösteren bir başka veri de yine GİB’in açıklamasında yer alıyor. İstanbul’da belli ciroları aşan şirketlerin bağlı olduğu Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına bağlı mükelleflerin sayısının toplam içindeki oranı binde 1 civarındayken, bu mükelleflerin ödediği kurumlar vergisi, toplam kurumlar vergisinin yüzde 23’ünü oluşturuyor.

Vergi azalmış

İlk 100’ün vergilerini biraz da geçmiş yılla karşılaştıralım. Geçen yıl ilk 100’ün içerisinde unvanının açıklanmasını istemeyen firmaların sayısı 17’ydi, bu yıl 22. Dolayısıyla çok büyük bir fark yok gibi.

Tahakkuk eden kurumlar vergisi ise geçen yıl 15,3 milyar lirayaydı. Bu yıl 12,2 milyar olduğuna göre, yüzde 20 civarında azaldığı görülüyor. Tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin vergisinde ise çok küçük bir artış (% 2) olduğunu düşünürsek rekortmenlerin karlarında bir düşüş olduğunu söyleyebiliriz.

Peki bu yıl birincilik kimde? Birincilik ve ikincilik bu yıl da yine yer değiştirmiş. Ziraat Bankası geçen yıl birinciliği Merkez Bankası’ndan almıştı. Bu yıl Merkez Bankası liderliği geri almış gözüküyor.

Bankalar önde

İlk 100’de geçen yıl 23 banka varken bu yıl banka sayısı 18’e düşmüş. Bunlara finans sektöründe faaliyet gösteren 5 firmayı (finansal kiralama ve emeklilik şirketleri) da dahil ettiğimizde sayı 23’e çıkıyor. Ödedikleri vergi de yaklaşık 7,1 milyar lira. Geçen yıl bu rakam 10,4 milyar liraydı.

Yani bu yıl rekortmen 100 kurum adına tahakkuk eden verginin yaklaşık yüzde 58’i başta bankalar olmak üzere finans sektörü tarafından ödeniyor. Listedeki banka ve finans kurumlarının ödediği kurumlar vergisinin toplam kurumlar vergisi içindeki oranı ise yüzde 18 civarında. Bundan, toplam kurumlar vergisinin yaklaşık beşte birinin, başta bankalar olmak üzere finans kurumları tarafından ödendiği anlaşılıyor.

Konuya ilişkin göze çarpan bir diğer husus da, listedeki ilk 10 mükellefin 7 tanesinin banka olması.

İlk yüz listesindeki şirketlerin faaliyet gösterdikleri sektörler bazında dağılımına ilişkin tablo aşağıda yer alıyor (sektör ayrımı listedeki faaliyet konularına ilişkin açıklamalar dikkate alınarak yapılmıştır):

* Otomotiv sektöründen firmalar, bazı süpermarketler, alkollü içki ve tütün mamulleri, gıda maddeleri, beyaz eşya satışı yapan firmalar… yer alıyor.

İstanbul birinci ama…

Listedekilerin çoğu İstanbul mükellefi. Sayıları 53 ve 6,4 milyar lira vergi ödemişler. İkinci sırada Ankara yer alıyor. Ankara’nın ilk yüze giren mükellef sayısı geçen yıla göre biraz azalmış olsa da ödedikleri verginin toplam içindeki oranı artmış gözüküyor. 15 mükellefin ödediği vergi tutarı neredeyse 5 milyar lira düzeyinde.

İstanbul ve Ankara’yı İzmir, Kocaeli ve Antalya izliyor. Eskişehir, Rize, Zonguldak ve Manisa’dan da birer mükellef listede yerini almış.

İlk 100’e giren 78 kurum ile tahakkuk eden 12,2 milyar liralık kurumlar vergisinin illere göre dağılımı aşağıdaki tablolarda yer alıyor:

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.