Özel okullar 5 yıl vergi ödemiyor

M. Fatih Köprü | 30/11/2014 | (Tüm Yazılar)

Yeri geldiğinde, özellikle gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi zamanlarında, özel okullara ödenen paraların beyannamede indirimi konusuna değiniyoruz. Çocuğunu özel okulda okutanlar açısından hep “yüksek” olarak değerlendirilen bu ücretler acaba eğitim hizmeti veren bu kişi veya kurumlar açısından ne anlama geliyor? Kaliteli bir eğitim verilebilmesi için alınan bu bedeller yeterli mi? Bunları bilmiyoruz.

Ancak bu okulları kuran ve işletenler için bazı vergisel avantajların olduğunu biliyoruz. Bu hafta köşemizi, geçici de olsa, özel okul ve rehabilitasyon merkezi işletmeciliğinden sağlanan kazançlar için geçerli olan istisna uygulamasına ayırdık.

Özel okul sayıları artıyor

Son yıllarda özel okul ve bu okullarda okuyan öğrenci sayısında çok büyük artışlar oldu. Nitekim Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, bu yılın başında katıldığı bir sempozyumda, özel okullarda okuyan öğrenci sayısının 2002-2003 eğitim öğretim yılında 223 bin iken, bugün 662 bine ulaştığını belirtmişti. Bu yaklaşık 10 yılda yüzde 196 oranında bir artışı gösteriyor. Ülkemizde özel okulda okuyan öğrencilerin oranı toplam öğrencilerin yüzde 4’ü civarında. Bakan Avcı, AB ülkelerinde eğitim kademelerine göre farklılık göstermekle birlikte bu oranın yüzde 15 civarında olduğunu belirtmişti.

Milli Eğitim Bakanlığının 28 Mart 2014 tarihi itibarıyla hazırladığı 2013-2014 öğretim yılı örgün eğitim istatistikleri TÜİK’in internet sitesinde yer alıyor. Daha güncel olan bu bilgiler çerçevesinde 2013-2014 öğretim yılı itibarıyla özel öğretim kurumlarında okul ve öğrenci sayıları şöyle:

 

Okul/Sınıf/Kurum

Öğrenci Sayısı

 Okul öncesi eğitim

3.927

135.905

 İlkokul

1.071

184.325

 Ortaokul

972

182.019

 Ortaöğretim

1.433

196.663

 Örgün Eğitim Toplamı

7.403

698.912


Bu sayılara bir de özel dershane, sürücü kursları ve muhtelif kurslar gibi yaygın eğitimi de dahil ettiğimizde toplam okul sayısı 19 bin 699’a öğrenci sayısı da 4,3 milyona ulaşıyor. Tablodaki sayılara yüksek öğretim kurumları da dahil değil.

Okul açma izni

Özel okullar 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında kuruluyor ve faaliyet gösteriyorlar. Özel okulda öğretime başlayabilmek için kurum açma izni alınması zorunlu. Bu izin alınmadan okula öğrenci kaydı yapılamıyor.

İzin başvuruları ilgili milli eğitim müdürlüğüne yapılıyor. Valilikçe yapılan incelemeler sonucunda açılması uygun görülen okullara ilişkin başvurular kurum açma izni verilmek üzere Milli Eğitim Bakanlığına gönderiliyor.

İzni verilebilmesi için öncelikle yasada sayılan aşağıdaki şartların sağlanmış olması gerekiyor:

a. Binanın, kullanılış amaçlarına ve Bakanlıkça belirlenen standartlara uygun ve yeterli bulunması,

b. Ders araç-gerecinin kurumun amaç ve ihtiyaçları için yeterli olduğunun bir rapor ile tespit edilmesi.

c. Kurumun; yönetici, öğretmen ve diğer personelinin sayı ve nitelikleri yönünden uygun bulunması ve bu kurumda çalışacaklarının belgelendirilmesi.

d. Kurumun yönetmelikleriyle öğretim programının Bakanlıkça incelenip onanmış olması.

Ayrıca okul açacak veya açılmış bir kurumu devralacak olan gerçek kişilerle tüzel kişilerin temsilcilerinde; affa uğramış olsalar bile yüz kızartıcı bir suçtan yahut kasdi bir suçtan dolayı altı ay veya daha fazla hapis cezası ile mahkum edilmemiş olma şartı aranıyor.

Okulların meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerlerden en az yüz metre (kapıdan kapıya) uzaklıkta bulunması da zorunlu.

Kazanç istisnası

Özel okullar, ticari kazanç mükellefi gerçek kişiler veya kurumlar vergisi mükellefleri tarafından kurulabiliyor. Bu mükellefler tarafından kurulan;

- Okul öncesi eğitim,

- İlköğretim,

- Özel eğitim,

- Ortaöğretim,

özel okullarının işletilmesinden sağlanan kazançlar 5 vergilendirme dönemi gelir ve kurumlar vergisinden istisna ediliyor.

Yani özel okulların işletilmesinden sağlanan kazançlar üzerinden 5 yıl süreyle; işleten gerçek kişi ise gelir vergisi, şirket ise kurumlar vergisi ödenmiyor. Söz konusu istisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlıyor.

Düzenlemelerde geçen okul öncesi eğitim; zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş çocukların, ilköğretim ise mecburi ilköğretim çağı olan 6-13 yaş grubundaki çocukların eğitimini kapsıyor.

Özel eğitim okulları ise engelliler için açılan okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarını ifade ediyor. Bu okullarda özel eğitim gerektiren bireylere hizmet veren, özel olarak yetiştirilmiş personel istihdam ediliyor ve geliştirilmiş eğitim programları uygulanıyor.

İstisnadan yararlanmak isteyen mükelleflerin faaliyete geçmelerini müteakiben Maliye Bakanlığına yazılı olarak başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Dershanelere yok

Bilgisayar, sürücü, dans, bale, mankenlik ve spor kursları gibi çeşitli kurslar ya da ortaöğretime veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık kursları (1 Eylül 2015 tarihine kadar faaliyetlerine devam edebiliyorlar) ile öğrenci etüt eğitim merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmiyor.

Kantin, büfe gelirleri

Özel okulların sadece eğitim öğretim hizmetleri karşılığında elde etikleri kazanç istisna olarak kabul ediliyor. Bu nedenle özel okullarda yer alan kantin, büfe, kafeterya, kitap satış yeri gibi tesislerin işletilmesinden elde edilen kazançlara istisna uygulanması söz konusu değil. Bu tesislerin okul tarafından işletilmeyip kiraya verilmesi durumunda elde edilen kira gelirleri de istisna kapsamında değerlendirilmiyor.

Ancak, yemek ve konaklama hizmetlerinin de okul bünyesinde verildiği ve yemek ve yatma bedelinin okul ücretine dahil olduğu durumlarda, herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın elde edilen kazancın tamamı istisna kabul ediliyor.

Her okul ayrı

Özel okul kazanç istisnasından yararlanan mükelleflerin, işletilen okullara ilave olarak yeni okul açmaları durumunda, yeni açılan okuldan elde edilen kazanç, istisna uygulaması açısından ayrı bir birim olarak değerlendiriliyor. Diğer bir ifadeyle, istisna okul bazında uygulanıyor. Bu bakımdan mükelleflerin kayıtlarını, farklı yıllarda faaliyete geçen işletmelerinden elde edilen kazançları ayrı ayrı tespit etmeye imkan verecek şekilde tutmaları gerekiyor.

Diğer taraftan, yeni bir okul açılışı olarak tanımlanmayan, mevcut okul kapasitesinin genişletilmesi veya başka bir binaya taşınılması hallerinde istisnanın uygulanması söz konusu olmuyor.

Devredilirse kalan süre

İstisna okul işletmelerine tanınmış olduğundan, eğitim ve öğretim istisnasından yararlanan mükelleflerin bu işletmeleri başka bir kişi veya kuruma devretmeleri halinde, devralan kişi veya kurum, istisnadan 5 vergilendirme dönemi değil, faydalanılmayan dönem kadar yararlanabiliyor.

Rehabilitasyon merkezleri

Rehabilitasyon merkezleri denice, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde kurularak faaliyet gösteren merkezleri anlıyoruz. Yani, bedensel, zihinsel ve ruhsal engellilikleri nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olan kişilerin, fonksiyon kayıplarını gidermek ve toplum içinde kendi kendilerine yeterli olmasını sağlayan beceriler kazandırmak veya bu becerileri kazanamayanlara devamlı bakmak üzere kurulan sosyal hizmet kuruluşları.

Rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden sağlanan kazançlar için de 5 yıllık istisna söz konusu. Ancak bu merkezleri işleten tüm kurumlar istisna kapsamına girmiyor. Sadece Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin, bu faaliyetlerinden sağladıkları kazançlar istisna olarak değerlendiriliyor.

Rehabilitasyon merkezi dışındaki sağlık tesislerinin işletilmesinden elde edilen kazançlara istisna uygulanmıyor.

Özel okullarda olduğu gibi, bu merkezlerdeki kantin, büfe, kafeterya, kitap satış yeri gibi tesislerin gerek bizzat işletilmesinden gerekse kiraya verilmesinden elde edilen kazançlara istisna uygulaması söz konusu değil. 5 yıllık istisna süresi de özel okullardaki gibi, yeni açılan her merkez için ayrı ayrı dikkate alınıyor.

Ayrıca söz konusu vakıf ve derneklerin senedinde veya tüzüğünde, vakıf veya derneğin amaçları arasında genel insan sağlığına ilişkin kurumlar kurulması ve işletilmesiyle ilgili hükümlerin bulunması şart. Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile kamu yararına çalışan derneklerden rehabilitasyon merkezi işletmeye başlayacak olanların da, istisnadan yararlanmak için Maliye Bakanlığına başvuruda bulunmaları gerektiği unutulmamalı.